Bugün
(hatta bu yaziyi ekledigim anda)
STV
' de
Saim
Orhan'in
sundugu
Ayna Programini izledim (
-yorum) Tarihde ne liderler cikmis ve
kendi halkina düsmanlarinin bile
yapmayacagi eziyeti yapmislar. Düsünün
okuma yazma bilmeniz sizin vatan haini
olarak görülmenize sebep oluyor. Hatta
gözlük takiyor ve kol saati
kullaniyorsaniz, öldürülmeniz icin
yeterli neden olarak görülüyor. Çünkü
gözlük taktiginizdan okuma yazma bilme
ihtimaliniz oldugu çikariliyor. Saatte
aynisi...
Bu konuda biraz arastirma
yapinca sizlere buradan gösteremeyecegim
insanin aklina gelmeyecek iskence
resimleri ile karsilastim. Peki bunlari
yapanlar uzaylilarmi (Varsalar onlarin o
kadar cani olabileceklerini zanetmiyorum.)
Bunlari bir insan yapamaz ya da bunlari
yapabilen biri insan olamaz.
Eski Çin Başbakanı Zhou Enlai’ın
önerisiyle,
Kamboçya Komünist Partisi (Khmer
Rouge)
entelektüelleri en acımasız işkencelere
tabi tutmuştur. Bağımsız düşünce
taşıyan bu insanlar hem ruhsal hem de
fiziki olarak değiştirilmiş ve yok
edilmiştir. 1975’ten 1978’e kadar
Kamboçya nüfusunun dörtte biri
öldürülmüş, bazıları sadece
gözlük taktıkları için yüzlerinde
oluşan izler nedeniyle ölümle
karşılaşmışlardır.
1975’teki
Kamboçya komünist zaferinden sonra,
Pol Pot vakitsizce sosyalizmi- içinde
sınıf farklılıkları, şehirli ve köylü
ayrımı, para ve ticaret olmayan “insan
toplumunda bir cennet”- inşa etmeye
başlamıştır. Sonunda, aileler
parçalanmış ve yerine erkek işçi
takımları ve kadın işçi takımları
oluşturulmuştur. Hepsi birlikte yemek
yemeye ve çalışmaya, aynı siyah devrimci
ya da askeri üniformayı giymeye
zorlanmışlardır. Kocalar ve eşleri
birbirlerini ancak hafta bir kere izin
alarak görebilmişlerdir. (hala
böyle bir toplumu hayal edenler var)
Komünist Parti, gökyüzü
ya da yeryüzünden korkusu olmadığını
iddia etmiş, fakat küstahlıkla cenneti
ve yeryüzünü değiştirmeye kalkışmıştır.
Bu, evrendeki bütün doğru unsurlara ve
güçlere karşı tam bir saygısızlıktır.
Mao Zedong Hunan’da bir öğrenciyken
şöyle yazmıştır:
Bütün yüzyıllarda,
milletler büyük devrimler
gerçekleştirdiler. Eski yıkanıp
temizlendi ve her
şey yeniyle dolduruldu; içinde yaşam ve
ölüm, başarı ve
yıkım olan büyük
değişimler meydana geldi. Evrenin yok
edilmesi de böyledir.
Yıkım kesinlikle
son yıkım değildir ve hiç şüphe yok ki
buradaki yıkım başka
bir yerdeki doğum
olacaktır. Hepimiz böyle bir yıkımı
bekliyoruz, çünkü eski
evreni yıkarken yeni evreni
getiriyoruz. Bu, eski evrenden daha iyi
değil mi?
Kaynak:<
Tik>
Ayna
programi hakkinda
Ayna
Programi
seyredilmeye deger az sayida ( yapilan
tüm yapimlara oranla, aslinda izlemege
deger daha çok program var ama malesef
az izleniyor. bundan sonra burada
izlemeye deger buldugum programlarin
reklamini da yapmayi düsünüyorum.)
programlardan birisidir. Üstelik bu
programin
geçmis bölümlerini izlemeniz
kaydetmeniz de mümkün. Ayrica
Ayna programinin gecmis bölümleri Vcd
olarakta satilmakta.
Sınırlı Bir Hayat
Nasıl Sınırsız Uzay-Zamanı Anlayabilir?
Einstein’ın oğlu Edward bir keresinde
ona neden bu kadar ünlü olduğunu sormuş.
Einstein, deri bir topun üzerindeki kör
bir sineği işaret etmiş ve o, yürüdüğü
yolun kavisli olduğunu bilmiyor, fakat
“Einstein biliyor” diye cevap vermiş.
Einstein’ın cevabı gerçekten derin
anlamlar içermektedir. Bir Çin deyişi
benzer bir anlamı ifade etmektedir: “Lu
Dağı’nın gerçek yüzünü
tam
olarak bilmiyorsun çünkü dağın
üzerindesin.” Bir sistemi anlamak için,
onun dışına çıkıp onu dışarıdan gözlemek
gerekir. Fakat, insanoğlu evrenin
sınırsız uzay-zamanını gözlemek için
sınırlı düşünceler kullanarak onun tam
doğasını hiçbir zaman anlayamayacaktır
ve böylece evren insanoğlu için sonsuza
kadar bir gizem olarak kalacaktır.
|