Geyik Mizah Komedi Şamata

                         
                                                 
                                                                                       Soldiers of الله United Satans of America
   
                         wWw.DuRSuNZaMaN.Tr.Cx

   
www.dursunzaman.tr.cx
SAGLIK
BILGISAYAR
DONANIM
YAZILIM
OYUN
PROGRAM
www.dursunzaman.tr.cx
Nasıl Daha İyi Bir Türkiye
Yasam
İlginç Haberler


www.dursunzaman.tr.cx
YUH ARTIK
SÜPER Bİ SEY
HAYRET Bİ SEY
KOMİK
KORKUNC
ARSİVLİK
İNTERNET
HABER
GEREKSİZ
RESİM
EGLENCELİK
MÜZİK
TEKNOLOJİ
İLGİNCH LİNKLER
SEYİRLİK OLAYLAR
SÜPER VİDEOLAR


 










¦¦¦ ¦¦¦ www.dursunzaman.tr.cx ¦¦¦ ¦¦¦

 

 

www.dursunzaman.tr.cx
Yerli Klip İzle
Yabancı Klip İzle
Faydalı Linkler
Şiirler

Burcunu Oku 
Günlük Burç

 

 

 

MENÜ
Son Haberler Son Gelişmeler İçin Tıklayınız
Ufak bir Şakaya Hayır Demezsiniz Umarım:)
Otomatik Yıkama Yağlama Servisi :)
GooGle İ BeN YaPSaYDıM :)
SAKIN TIKLAMA
HATASIZ SAYFA OLMAZ HATASI :)
AŞKLI MEŞKLİ OLAYLAR

LÜTFEN YENİLİKLERİ ANA SAYFADAN KONTROL EDİNİZ...!
 


=:>TIKLA<:=

 

    DONANIM

 

 

"http://www.bentas.com.tr/tr/hizmetler/gifs/4.jpg" grafik dosyası hatalı olduğu için gösterilemiyor.

BİLGİSAYAR  DONANIMI HAKKINDA BİLGİ ALABİLECEĞİNİZ BÖLÜM.

 

 


    

 DONANIM: PC’NİN TEMEL BİLEŞENLERİ

Donanım ve yazılım arasındaki ayrımı ortaya koyduk ama bilgisayarı oluşturan bu iki temel bileşen de çeşitli bileşenlerden oluşur. Bunlardan bazıları bilgisayarın çalışabilmesi veya bilgisayarla çalışabilmemiz için mutlaka gereklidir, bazılarını ise ihtiyaç duyduğumuz ama sadece zorunlu bileşenlerle yerine getirilemeyen belirli işleri yerine getirebilmeleri için isteriz.

Eskiden, genelde askeri amaçlarla üretilen, uzmanlar tarafından çalıştırılan bilgisayarın “özel amaçlı”, bugün kullandığımız bilgisayarın “genel amaçlı” olduğuna değinmiştik. Bu genel amaçlı bilgisayarların neredeyse her alanda kullanılabileceği anlamını taşıyor: müzik dinlemekten müzik yapmaya, resim arşivi oluşturmaktan yazı yazmaya, bütçe hazırlamaktan oyun oynamaya pek çok alanda... İşte bu farklı alanlarda bilgisayarın işimize daha çok yarayabilmesi için bize çeşitli yazılım ve donanım çeşitleri gerekmektedir. İyi bir bilgisayar kullanıcısı olacaksak bu bileşenlerin en azından isimlerini ve ne işe yaradıklarını bilmemiz gerekir.

Bugün satın aldığınız bir PC’de 10 standart donanım mutlaka olur: Kasa, monitör, klavye, fare, disket sürücü, anakart, sistemci, işlemci, sabit disk, ekran kartı. Bunlarla ilgili kısa bilgiler aşağıda verilmiştir:

4.1. Kasa

Adı üzerinde, kasa; bilgisayarımızın dışında fiziksel olarak ulaşmamızı gerektirmeyen çeşitli hassas parçalarını koruyan, kızakları, yuvaları, vida yerleri ile içindeki çeşitli donanımı derli toplu tutan metal muhafazadır. Genelde içinde bir de çeşitli donanım bileşenlerine elektrik veren güç kaynağı hazır şekilde gelir. Bilgisayarın işlemini yapan parçaları bu kasa içinde bulunduğu için, kasaya önceleri “merkez işlem birimi” denirdi. Ama nispeten yenilerde bu terim, işlem yapan parçalar arasında en çok sözü geçen mikroişlemci için kullanılınca, kasa için pek kullanılmamaya başlandı. Kasa yerine konsol dendiği de olur. Üzerinde açma/kapama, bilgisayarı elektriği kesmeden kapatıp tekrar çalıştırma (reset) düğmeleri, ışıklı göstergeler, kasanın içine taktığımız bazı aygıtların dışarıdan ulaşılan panelleri bulunur.

Kasa içerisinde yer alan unsurlar şunlardır; disket sürücü, anakart, sistem belleği (RAM), işlemci, ekran kartı, sabit disk.

Disket sürücü: Kasaya içeriden takılan ama giriş yeri dışarıda olan disket sürücü (Floppy drive), disketlerimizi takıp içindeki bilgileri okuttuğumuz, üzerine bilgi kaydettiğimiz okuyucu/yazıcı aygıttır. Genelde bu tür veri okuma/yazma/depolama işleminde kullanılan tüm aygıtlara “sürücü” (drive) adı verilir.

Anakart: Bilgisayarın elektronik parçalarının tümünün takıldığı, bağlandığı, fiberglasdan yapılmış büyük bir baskılı devredir. Üzerinde çeşitli aygıtlar arasında veri iletimi sağlayan “veri yolları”, transistörler, yongalar, entegreler bulunur. Ayrıca üzerinde işlemcinin, çeşitli kartların takılacağı yuvalar, kasanın arkasına açılan kısmında fare, klavye, monitör vs. bağlama noktaları (port veya kapı) bulunur. Anakart, tüm diğer aygıtları veya bir şekilde o aygıtlardan gelen kabloları üzerinde barındırdığı için ona bu ad verilmiştir. Yani bir anlamda tüm diğer donanım bileşenlerinin anasıdır.

İşlemci: PC’nin beyni olan bu yonga anakart üzerine takılıdır. Çeşitli donanım bileşenlerinden ve yazılımlarından gelen komutları işler, çeşitli bileşenlere komutlar gönderir. Daha önce bilgisayarın yapabileceği temel işlemler olduğundan söz etmiştik. İşte bu işlemleri işlemci (processor) yapar. Mikroişlemci (microprocessor), yonga (chip), merkez işlem birimi olarak (CPU) adlandırıldığı da olur.

Sistem belleği (RAM): Genelde her yerde RAM (Random Access Memory-Rasgele erişimli bellek) veya “ana bellek” olarak geçer. Bilgisayarımızın işlemcisi çok hızlıdır; ancak işlemcinin, ihtiyaç duyduğu bilgileri çok hızlı bir biçimde ona iletebilecek bir bilgi depolama alanına, kısacası bir belleğe ihtiyacı vardır. İşte RAM, böyle bir bellek türüdür. Üzerine yüklenen bilgiler geçicidir, yani bilgisayar kapatıldığında kaybolur.

Sabit Disk: Bilgisayarda işlediğimiz bilgilerden, bunların sayısal olarak nasıl ifade edildiğinden biraz bahsedilmişti. Bitlerden oluşan karakterler ve simgeler bu elektronik ortamdaki bilgilerdir. Aynı bir kitaptaki gibi, bilgisayarınızda da bu bilgileri yazacağınız, saklayacağınız, gerektiğinde çağırabileceğiniz, ayrıca yazılımları yükleyebileceğiniz bir alana ihtiyaç vardır. İşte büyük miktarda veriyi kalıcı olarak (tabii siz silene kadar) saklayabileceğiniz bu alan, sabit disk (hard disk) adını verdiğimiz aygıtta yer alır. Bilgiler manyetik olarak sabit disk üzerine kaydedilir.

Ekran Kartı: PC’nin görsel bir aygıt olduğunu söylemiştik; görsel öğeleri ise monitör üzerinde görürüz. İşte çeşitli donanımlardan gelen bilgileri görüntüye dönüştürerek monitöre ileten aygıt ekran kartıdır. Görüntü kartı, grafik kartı olarak da adlandırılır. Grafik kartı üzerinde de görüntü bilgilerini işleyen bir işlemci ve o an ekrana yansıyan görüntüyü tutan RAM bellek bulunur.

4.2. Giriş-Çıkış Birimleri

Giriş-çıkış birimleri, bilgisayar ile kullanıcı arasındaki iletişimi sağlayan birimler olarak ifade edilebilir. İlk bilgisayar olarak kabul edilen ENIAC’ın giriş-çıkış birimleri, ilkel ve kullanımı zor olan cihazlardı kullanıcı bilgisayara verileri bazı fişleri takarak (1) bazılarını çıkararak (0) veriyordu, bilgisayar da sonuçları, yanıp sönen lambalar olarak bildiriyordu. Yanan lamba 1, sönen lamba 0 sembolünü ifade ediyordu ve kullanıcı bu 1 ve 0’lara bakıp, sonucu ondalık sisteme dönüştürmek zorundaydı. Çünkü bilgisayarlar ikili sistemdeki bu sayıları ondalık sisteme dönüştürmeyi henüz bilmiyorlardı. Zamanla giriş-çıkış birimleri gelişti. Jacquard’ın dokuma tezgahlarında kullandığı delgi kartları, bilgisayarlarda kullanılmaya başladı. Delgi kartlarında makinenin anladığı sıfır ve birler kullanılabiliyordu. Kart delgi makineleri, kullanıcının tuşladığı sembolü yorumluyor, bilgisayarın anlamasına imkan verecek şekilde kartı deliyordu. Delgi kartları sadece giriş aracı değildi, aynı zamanda çıkış aracı olarak ta kullanılabiliyordu. Bilgisayarda işlenen veriler, programcının istediği düzende delgi kartlarına delinebiliyordu.

Bütün bu avantajlarına karşılık, delgi kartları çok pahalıydı, kullanıldıktan sonra atılıyordu, ağırdı, taşıması zordu. kartlar karışırsa yeniden düzenlemek çok yorucuydu, özel delgi makineleri gerektiriyordu. Ancak delgi kartları, ikinci kuşak bilgisayarlar döneminde yaygın olarak kullanıldı, daha sonra daha hafif ve daha ucuz olan delikli şeritlerden yararlanılmaya başlandı.

Üçüncü kuşak bilgisayarlarla birlikte, giriş-çıkış birimlerinde önemli gelişmeler yaşandı. Bugün en yaygın olarak kullanılan giriş-çıkış birimleri, klavye, monitör, fare ve yazıcıdır. Bunların dışında elektronik kalemler ya da ses ve görüntü yardımıyla kullanıcı-bilgisayar ilişkisini sağlayan çeşitli birimler de kullanılmaktadır.

4.2.1. Klavye

Klavye bilgisayardan daha önce geliştirildi. XIX. yüzyılın sonlarına doğru, çeşitli bilgiişlem araçlarında kullanılmaya başlandı.

Birinci kuşak bilgisayarın komuta masası olan konsollarda klavyeden yararlanıldı. Daha sonra kullanıcıların delgi kartlarını ya da delikli şeritleri kodlaması amacıyla kullanılan delgi makinelerinde klavye kullanıldı. Üçüncü kuşak bilgisayarlarda, terminalli bilgisayar sistemleri ile birlikte klavye de yaygınlaştı, bilgisayarın temel giriş birimi özelliği kazandı.

Kişisel bilgisayarlarda klavye, bilgisayar sisteminin ayrılmaz bir parçası niteliğindedir. Ancak farenin yaygınlaşması ile birlikte klavyenin önemi biraz azalmıştır. Hatta 1900’lı yıllarda ortaya çıkan defter türü bilgisayarların klavyesi yoktu. Yine de, bilgisayar dünyasındaki en önemli ve yaygın veri giriş biriminin klavye olduğu söylenebilir.

Klavyeler standart değildir. Aralarında büyük benzerlik olmasına rağmen, farklı firmalar tarafından üretilen klavyelerin önemli farklılıkları da vardır. Bazı bilgisayar klavyelerinin sağ tarafındaki sayısal tuş bloğu bütün klavyelerde olmayabilir. Sayısal tuş bloğu, sayısal verilerin girilmesinde operatöre kolaylık sağlar, rakamların yanı sıra, dört işlem için kullanılan +, -, *, /, Enter ve ondalık ayracı tuşları bulunur. Aslında yazı tuşları bloğunun üst sırasında rakamlar ve işlem tuşları bulunmaktadır, ancak bu tuşları kullanarak tamamen sayılardan oluşan bir girişi sağlamak daha zordur. Sayısal tuş bloğunun sol üstünde yer alan Num Lock tuşu sayısal tuş bloğunun işlevini değiştirir. Num Lock tuşuna basıldığında hemen üzerindeki Num Lock ışığı yanar, bu ışık yanarken sayısal tuş bloğu rakamların yazılması için kullanılabilir, bir kere daha basıldığında ışık söner ve tuşların fonksiyonu yön tuşlarının fonksiyonuna dönüşür.

Ayrıca bilgisayar klavyelerinde, genellikle, fonksiyon tuşları adı verilen bir tuş bloğu daha bulunur. Bu bloktaki tuşların üzerinde F1’den başlayan ve genellikle F12’ye kadar giden ifadeler yazılmıştır. Fonksiyon tuşları çeşitli özel görevleri üstlenirler. Fonksiyon tuşlarının görevleri kullanılan bilgisayar programlarına göre değişebilir ya da kullanıcı tarafından fonksiyon tuşlarına görev yüklenebilir. Örneğin standart olarak F1 tuşu, yardım anlamına gelir. Bu tuşa basıldığında eğer varsa, programın kullanımı hakkında yardımcı mesajlar görüntülenir. F2 tuşu genel olarak önceden yazılmış olan bir yazıda ya da formülde değişiklik yapabilmek için kullanılır, bu fonksiyon Excel programında kullanılmaktadır. F5 tuşu bir yere çabuk ulaşmayı sağlayan Go to komutunu çalıştırır.

Klavyeleri birbirinden ayıran bir başka önemli özellik de, sembollerin diziliş biçimidir. Farklı dillerde harflerin ardışık olarak kullanılma frekansı farklıdır. Bu yüzden klavyelerde harf tuşları dillere göre değişen bir düzende dizilirler. Bilgisayarların Türkiye’ye ilk girdikleri dönemde bilgisayar pazarı çok küçük olduğu için bilgisayar klavyeleri Türkçe’ye uyarlanmadı. Bilgisayarcılar İngilizce klavye (Q klavye) kullanmak zorunda kaldılar. Daha sonraları çeşitli firmalar Türkçe klavyeler (F klavye) pazarlamaya başladı. Ancak bilgisayar dünyası alışkanlıklarından tam anlamıyla vazgeçemediği için, bilgisayarlarda İngilizce klavye de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, bilgisayar klavyelerinde daktiloda kullanılan bazı tuşların fonksiyonunu sağlayan tuşlar ile birlikte bilgisayarlara özgü tuşlar da bulunmaktadır. Bunlar;

Ctrl: Klavyedeki tuşlara ek anlamlar yükler. Örneğin Ctrl+C kombinasyonu devam eden işlemi keser.

Alt veya Alt Gr: Klavyedeki tuşlara ek anlamlar yükler veya farklı karakterler oluşturur. Örneğin Alt tuşu ile birlikte ASCII kodu yazılırsa, klavyede bulunmayan karakterlerin yazılması mümkün olur, veya DOS ortamında AltGr tuşu ile Q tuşuna basılırsa @ karakteri çıkar.

Shift (ñ ): Basılı tutulduğunda büyük harf yazmayı sağlayan tuş.

Caps Lock: Bir kere basıldığında Caps Lock ışığı yanar ve devamlı büyük harf yazmayı sağlar, bir kere daha basıldığında ışık söner ve küçük harf yazılabilir.

Tab: İmleci belirli bir miktar sağa kaydıran tuştur. Shift ile birlikte kullanıldığında sola doğru belirli bir miktar imleç yer değiştirir.

Escape (Esc): İptal komutunu verir, genel olarak bulunulan konumdan bir önceki konuma geri dönmemizi sağlar. Anlamı kaçıştır.

BackSpace (¬): İmlecin solunda yer alan karakteri siler.

Enter (¿): Çalıştır komutuna benzer, verilen komutun uygulamaya geçirilmesi için tamam mesajını iletir.

Yön tuşları bloğu imlecin sola ve sağa bir karakter, yukarı ve aşağı bir satır hareket etmesinin sağlayan tuşlardır. Ayrıca imlecin hareket kabiliyetini arttırmak amacıyla Ctrl tuşuyla birlikte yön tuşlarına basılabilir veya amaca uygunsa Home, End, Page Up ve Page Down tuşları kullanılabilir. Bu tuşların fonksiyonları kullanılan programa göre değişmekler birlikte genel olarak; Home tuşu imleci başlangıca götürür, yani satır başına, görünen ekrandaki ilk karaktere veya dosyanın başına götürür, End tuşu ise imleci sona götürür, yani satır sonuna, görünen ekrandaki son karaktere veya dosyanın sonuna götürür, Page Up tuşu imleci bir ekran veya bir sayfa yukarı götürürken, Page Down tuşu bir ekran veya bir sayfa aşağı götürür. Yine de bu tuşların fonksiyonları Ctrl tuşuyla birlikte kullanıldıklarında farklılaşır ve her program için farklı fonksiyonlar için düzenlenebilir.

Genel olarak klavyelerde yer alan bazı tuşları açıklayalım;

Insert: İmlecin bulunduğu nokta bir cümle ya da kelimenin ortasında bile olsa yazılacak her hangi bir karakter imlecin bulunduğu yerden itibaren yazılmaya başlar, yani yeni yazılan önceden mevcut olan yazının arasına sıkıştırılır. Insert tuşuna basıldığında ise yeni yazılan her bir karakter imlecin bulunduğu notadan itibaren önceden mevcut yazıdan bir karakter siler ve yerine geçer.

Delete: Her hangi bir şeyi silmek amacıyla kullanılan bir tuştur. Programa bağlı olarak; imlecin sağında veya solunda yer alan bir karakteri silebileceği gibi bir hücrede yer alan bir cümleyi veya bloklanan yazıların tümünü, hatta dosyaları silmek amacıyla kullanılır.

Print Screen: Ekranda görünen her şeyin yazıcıya aktarılmasını sağlar.

Scroll Lock: Normal olarak, yazı ya da komutlar verilirken Enter tuşuna her basılışta imleç bir satır aşağı kayar, Scroll Lock tuşuna basıldığında ise imlec yerinde kalır ancak yazılar ya da ekran yukarı kayar.

Pause/Break: Bu tuşa basıldıktan sonra klavyeden yapılacak ilk giriş kabul edilmez yani bu tuş bilgisayarın durmasına neden olur, ilk basılacak tuş bilgisayarın çalışmasını sağlar ancak basılan tuşun fonksiyonu yerine getirilmez. Ayrıca Ctrl ile birlikte kullanıldığında çalışan programların kesilmesi ve DOS ortamına geri dönüşü sağlayabilir. Bazan programdan kaynaklanan kilitlenmelerin giderilmesi için kullanılabilecek bir kombinasyondur.

4.2.2. Monitör

Bilgisayarımızın ekranı. Bilgisayar görsel bir araç olduğuna göre, bilgileri metin, resim, film, grafik, animasyon şeklinde yansıtan bir ekranı olmadan düşünülemez.

Monitörler, bilgisayarın kullanıcıdan aldığı emir ya da bilgileri ekranı vasıtasıyla gösteren ve bu bilgi ya da emirlere göre elde ettiği sonuçları ekranında göstererek kullanıcıya aktaran bir araçtır. Gelişmesi televizyon teknolojisindeki gelişmeye paralellik göstermektedir. Çıktı birimi olarak kullanılmaları üçüncü kuşak bilgisayarlarla yani kişisel bilgisayarlarla birlikte oldu. İlk monitörler siyah-beyaz monitörlerdi hatta siyah zemine yeşil yazı olarak görüntü oluşturuluyordu. Monokrom olarak adlandırılan bu monitörlerde, zamanla siyah zemin üzerinde grinin çeşitli tonlarını görüntülemeye uygun teknolojiler kullanıldı. Daha sonra bilgisayarların kapasitesi ve yetenekleri geliştikçe, grafik gösterime uygun olan (VGA) hatta renkli monitörler yaygınlaştı. Günümüzde, milyonlarca rengi aynı anda gösterebilen bilgisayar monitörler kullanılmaktadır. Çok renkli bir grafik ekran yardımıyla, kullanımı çok daha kolay ve zevkli programlar özellikle oyun programları üretilebilmektedir.

Grafik uygulamaya izin vermeyen tekst monitörlerde, ekran genel olarak, her biri seksen harflik olmak üzere, 20 ya da 24 satırdan meydana geliyordu ve ancak metinlerin yazılmasına izin verebiliyordu. Örneğin ekrana istenen büyüklükte düzgün bir çember çizmek mümkün değildi. Bugün bile bazı uygulamalarda grafik unsurlardan fedakarlık yapılabilir. Çünkü grafik unsurları görüntülemek, metinleri görüntülemekten çok daha fazla zaman gerektirir.

Bilgisayar ekranı küçük noktalardan oluşmuş bir zemin olarak tanımlanabilmektedir. Ekrandaki noktaların her birine piksel denir. Ekranın kaç pikselden meydana geldiği, monitörün duyarlılığına bağlıdır. Örneğin standart bir VGA ekranın da, her birinde 640 piksel bulunan 480 satır vardır. Artık programcı ekrandaki bu çok küçük noktaların renklerini değiştirebilir. Sıkıcı ve anlaşılması zor görüntüler yerine, ekrandaki bir haritanın üzerinde daha zevkli ve anlaşılabilir renkli grafikler ve resimler olarak gösterilebilir. Bu imkanlar bilgisayar programcılarının önündeki sınırların çoğunu ortadan kaldırdı ve programlama alanında hızlı bir gelişme yaşandı.

Monitörler Katot Işınları Tüpü (CRT) adı verilen teknolojiyle üretilmekteydi. Ancak bu durumda monitörün büyük hacimler kaplamakta ve taşınmayı zorlaştırmaktaydı. Ancak bir ihtiyacı karşılayan Diz üstü veya taşınabilir bilgisayarların kapladığı hacim çok küçük olmalıydı ve bu nedenle taşınabilir bilgisayarların monitörleri için sıvı kristal teknolojisi kullanıldı. Ekranın incelmesini sağlayan sıvı kristal teknolojisi renkli uygulamalara izin vermiyordu, teknolojinin ilerlemesiyle renkli monitörler de üretildi.

Monitör, program ve gözlük kombinasyonuyla kullanıcının ekrandaki görüntüyü üç boyutlu olarak algılaması ve kullanıcının kendisini sanal bir ortamda hissettiği teknolojiler tüketicilerin tercihine sunulmaktadır.

Monitörlerin büyük bölümü, kullanıcıya görüntüyü kaydırma, aydınlık düzeyini ve renkleri kendisine göre ayarlama imkanı verir. Uzun süre çok parlak monitörlerin karşısında çalışmak gözleri yorabilir. Bu yüzden monitörlerin aydınlık düzeyini doğru ayarlamak gerekir.

Bilgisayar monitörleri inç olarak ölçeklendirilir. Monitörün diyagonal uzunluğu, ölçüsünü ifade eder. Standart monitör ölçüleri, 8.5, 11, 14 ya da 15 inçtir. Görüntü söz konusu olduğu için büyük boylusu makbuldür.

4.2.3. Fare

Bir diğer giriş aygıtıdır. Klavyeden tuş aramak, birçok kullanıcı için sıkıcı ve itici bir durumdur. Hatta bazan yazmak istediğimiz tuşun yanındaki tuşa basmak, yanlış tuşa basmak ve dolayısıyla komutu yeniden yazmak gibi zaman kaybettirici durumlar kullanıcıyı bezdirmektedir. Gelişen teknoloji bu sıkıntıları kısmen de olsa gidermek amacıyla, kullanıcıya komutları ekranda görerek seçme imkanı sağladı. Bu görsel ortamlarda; kutuların, simgelerin, ekran üzerinde hareket ettirilebilen nesnelerin klavyeden kontrol edilmesi çok zordur. İşte bu yüzden bu nesnelere etkide bulunmamız, ekran üzerinde yerlerini değiştirmemiz, hatta resim çizmemiz için klavye dışında pratik giriş aygıtlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Seçim yapmak amacıyla geliştirilen ilk aygıt faredir ve en çok yaygınlık kazananı da odur. Bu pratik aygıt bilgisayar kullanırken bir anda üçüncü elimiz haline geliverir.

Fare aleti kendi içindeki topun hareketlerini bir program yardımıyla ekrandaki imlece aktararak, ekrandaki fare imlecinin (genellikle küçük bir ok) hareketini sağlayan bir cihazdır. Kullanıcı ekranda gördüğü fare imlecini istediği ekran koordinatlarına getirmek için, fareyi masanın üzerinde hareket ettirir. Buna göre fare bir anlamda, kullanıcının ekranda bir noktayı işaretlemesini sağlayan parmağı gibidir. İstediği koordinatı bulduğunda, yani farenin imlecinin istediği yeri gösterdiğini gördüğü zaman, kullanıcı farenin tuşuna basarak seçimini belirtir.

Fareler bir, iki ya da üç tuşlu olabilir. Tuşların fonksiyonları bilgisayar programı tarafından belirlenir. Diğer bir deyişle her tuş, her programda aynı anlama gelmeyebilir.

Çanta tipi bilgisayarlarda, fare kullanımı zor olduğu için, farenin topu klavyeye sabitlenmiştir ya da küçük bir kol olarak dizayn edilmiştir. Kullanıcı avuç içiyle topu döndürerek ya da parmağıyla kolu istediği yöne doğru iterek fare imlecini hareket ettirebilir.

4.2.4. Ekrandan kağıda, kağıttan ekrana

Yazıcı: vazgeçemediğimiz bir bilgi saklama ortamıdır kağıt. Bilgisayarda yazdığımız yazıları, hazırladığımız resimleri, grafikleri, hesap tablolarını kağıda geçirmek için yazıcı (printer) kullanırız. Yani bir anlamda yazıcı sayısal bilgiyi tekrar analog yapıya dönüştürerek tekrar kağıda aktaran aygıttır. Yazma teknolojisine göre nokta vuruşlu, lazer, mürekkep püskürtmeli, boya aktarmalı yazıcı türleri vardır. Kağıda transfer edilen boya ise daktilolardaki gibi mürekkepli şeritte, toner adı verilen haznelerde veya kartujda olabilir.

Günümüzde de kullanılan en eski ve en yaygın çıkış birimlerinin başında yazıcılar gelir. Yazıcı bilgisayardan yazılı doküman almaya yarayan özel bir cihazdır. Her ne kadar monitör teknolojisi çok gelişmişse de, bilgisayarın yaptığı işlerin sonuçlarını sadece monitörde görmek yeterli olmayabilir ve bilgisayarın sonuçları kağıt üzerine basmasını isteyebiliriz.

Bilgisayar yazıcıları zaman içinde çok hızlı bir değişim gösterdiler. Farklı sistemlerde farklı yazıcı teknolojileri kullanıldı. Örneğin büyük bilgisayar sistemlerinde satır yazıcılar kullanılır. Satır yazıcılarda, daktilolardaki gibi mürekkepli bir şerit ve özel olarak oyulmuş harfler vardır. Dizilen satır, çekiç darbesiyle ve mürekkepli şerit yardımıyla, özel bir mekanizma tarafından beslenen sürekli forma basılır. Satır yazıcı teknolojisinde hızlı bir gelişme yaşanmıştır. Dakika da 30,000 satır yazabilen satır yazıcılar vardır. Sizce satır yazıcıların dezavantajları ne olabilir? Teknolojisinden de anlaşılacağı gibi, satır yazıcılar grafik sembolleri basamaz. Daktilo gibi, sadece şeritte var olan karakterleri basabilir. Ayrıca satır yazıcılarda her sembol için eşit mesafe ayrılmıştır. Örneğin i harfi ile m harfi için aynı genişlikte yer kullanılır.

Daktilolar sayfa sayfa beslenir. Bir sayfanın işi bitince diğeri takılır. Ancak satır yazıcılar böyle çalışmaz. Satır yazıcıların kullanacağı sayfalar ardışık olarak birbirine bağlıdır. Diğer bir deyişle, çok uzun bir tek sayfa, belirli uzunluklarda katlanarak satır yazıcıya verilir. Daha sonra dökümlerin kolaylıkla parçalanabilmesi için, sürekli formlar belirli aralıklarla, tıpkı pulların kenarları ya da tuvalet kağıtları gibi delikli hale getirilmiştir.

Matris nokta yazıcılarda, sabit bir harf seti yoktur. Bir sütun halinde dizilmiş olan iğnelerin şeride vurması yardımıyla kağıt üzerinde noktalardan oluşan kümeler oluşturulur. Her harf farklı nokta kombinasyonlarıyla şekillenir. Matris yazıcılar satır yazıcılara göre oldukça yavaş olmalarına karşılık çok daha küçük ve ucuzdular. Matris yazıcılarda bir harf boyundaki iğne sayısı yazıcının hızını ve yazı kalitesini belirler. 9 iğneli bir yazıcıda bir I harfi alt alta vurulan sekiz noktayla oluşurken, 24 iğneli bir yazıcıda ayni harfi yazmak için 20 nokta kullanılır. Dolayısıyla iğne sayısı arttıkça çok daha kaliteli çıktı almak mümkün olur.

Fotokopi makinelerini andıran çalışma prensipleriyle sayfa yazıcılar bilgisayar çıktılarında yeni bir çağ açtılar. Günümüzde geliştirilen sayfa yazıcılar baskıya hazır çıktılar üretebilmektedir. Renkli sayfa yazıcılar da üretilmiştir. Sayfa yazıcı teknolojileri çeşitlidir. Laser, termal ya da mürekkep püskürtme (jet) yaklaşımlarını kullanan sayfa yazıcılar da vardır.

Çizici: genelde İngilizce ismiyle “plotter” olarak anılan çiziciler, artık mimarlık ve mühendislik bürolarının vazgeçilmez aygıtlarıdır. Aslında çiziciler için geniş boyutlu yazıcı demek yanlış olmaz. Ancak bunların rapido benzeri kalemler takılan modelleri veya mürekkep püskürtmeli modelleri olabilir. Çiziciler yazıcılara göre daha “akıllı” cihazlardır. Karmaşık tasarımları büyük boyutlu kağıtlar üzerine çizerken en kısa hangi yolu izleyerek tasarımın tümünü çizeceklerini hesaplarlar.

Tarayıcı: Yine İngilizce ismiyle “scanner” olarak daha çok bilinen tarayıcılar, kağıt üzerindeki imgeyi sayısal hale dönüştürüp bilgisayarımıza aktarır. Taranan malzeme aslında bir resim olarak bilgisayara kaydedilir ancak, bu resim yazılar içeriyorsa, bunları algılayıp tekrar üzerinde değişiklik yapılabilir metin haline dönüştüren OCR (optik karakterler tanıma) programları vardır.

4.3. Yardımcı Bellek Birimleri veya Depolama Birimleri

Bir işlemci, bir bellek ve uygun giriş-çıkış birimleri bir araya getirildiğinde bilgisayar sistemi tamamlanmış olur. Ancak genellikle bütün bilgisayar sistemlerinde ihtiyaca göre çeşitli cihazlar eklenebilir. Bilgisayar sisteminin verimini artırmak, kullanımı kolaylaştırmak, değişik uygulama alanlarında bilgisayardan yararlanmak veya birimleri, programları ya da programlar tarafından kullanılacak verileri, kullanılacakları zamana kadar saklamak amacıyla kullanılan yardımcı bellek birimleri; ana bellekten önemli farklılıklar gösterir.

Ayda bir kez kullanılacak olan bir bordro programının ve bu program tarafından kullanılacak olan verilerin nerede saklanması daha uygundur? İşlemcinin çalıştırılabilmesi için, programın ana bellekte yer alması gerekir. Verilerin de ana belleğe yerleştirilmesi gerektiğini biliyoruz. Ama ana bellek pahalıdır ve seyrek olarak kullanacağımız bütün programları ve verilerini saklayabilecek kadar ana bellek edinmek ekonomik değildir. Bu yüzden programlarımızı ve ilgili verileri yardımcı bellek birimlerinde saklarız. Bilgisayar, gerektiğinde programları ve verileri yardımcı bellekten ana belleğe yükler.

Bilgisayar dünyasında “bellek” ile “depolama birimi” terimi sık sık birbirine karıştırılır. Bilginin saklandığı her alana bellek denildiği doğru, ama bellek artık kullanıcılar arasında daha çok RAM gibi bilginin, bilgisayar açıkken geçici olarak saklandığı parçalara deniyor. Oysa İngilizce karşılıkları itibarı ile bilginin kalıcı veya uzun süreli olarak saklandığı aygıtlara da bellek denebilir. “Depolama” aygıtı ise bu aygıtlar içinde daha belirleyici bir tanım. Sabit disk bir depolama aygıtıdır. Yardımcı bellek birimleri veya diğer depolama aygıtları bilgisayara bağlı birimlerdir ve büyük bir çeşitlilik gösterirler.

4.3.1. Diskler

Diskler en yaygın kullanıma sahip olan yardımcı bellek birimidir. Daha 1980’li yılların başlarında ana bilgisayarların diskleri ancak bir kaç megabyte kapasiteye sahipti. Oysa artık kişisel bilgisayarlar için bile bir kaç gigabyte’lık (bir kaç milyar bayt) diskler üretilmektedir.

Bilgisayarın disk ile ilişkisini sağlayan bir kontrol ünitesi vardır. Bu ünite diskin bütün hacmini ve adreslerini bilir. Gerektiğinde, gerekli olan adrese ulaşır ve kayıtlı olan bilgiyi okur, ya da istenen bilgiyi kaydeder. Okuma yazma işlemi çok sık yapıldığı için diskler sadece veri saklama kapasitesine göre değerlendirilmez. Diskteki bir bilgiye ne kadar zamanda erişilebildiği de önemlidir.

Yaygın olarak kullanılan disklerde bilgiler manyetik bir ortama kaydedilir. Diskin kafası, ulaşılması istenen adrese ulaşır ve manyetik ortamdaki veriyi okur. Bu işlem ses ya da video kasetlerinin işlemesine benzeyen mekanik bir işlemdir. Bu yüzden işlemcinin hızı ile karşılaştırılmayacak kadar yavaştır. Ayrıca diskin kafası ile disk yüzeyi arasındaki mekanik ilişki yüzünden, diskte zamanla bozulmalar meydana gelebilir. Bu sakıncaları gidermek amacıyla optik disk teknolojisi hızla geliştirilmekte ve yaygınlaşmaktadır.

4.3.2. Disketler

Kişisel bilgisayarlarda yaygın olarak kullanılan bir başka yardımcı bellek birimi de disketlerdir. Disketlerin veri saklama ve erişim teknolojileri disklerin teknolojisini andırır. Biraz da bu yüzden, disketler floppy disk olarak adlandırılır. Ayırabilmek için de bilgisayarların içindeki disklere sabit disk ya da hard disk adı verilir.

Disketlerin oldukça eski bir tarihçesi vardır. Ana bilgisayarlarda da çeşitli amaçlarla disketlerden yararlanılmıştır. Başlangıçta 8 inç olan disket boyutları, daha sonra 5.25 ve 3.5 inç boyutlarına inmiştir. Disketler bilgisayarın disket sürücüsüne yerleştirilerek kullanılırlar, uygun disket sürücüsü olmayan disket türünü bilgisayar okuyamaz. Sabit diskin belirli bir kapasitesi olmasına karşılık, sınırsız sayıda disketi kütüphanemize ekleyebiliriz. Ancak disketlerin kapasitesi günümüzde geliştirilen programlar için yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle programların çoğunu diskete yerleştirmek ya da çalıştırmak mümkün değildir. Üstelik disketler genellikle hard disklerden çok daha kolay ve sık bozulurlar. Bu yüzden disketler programların ve verilerin saklanması, yedeklenmesi ve bir bilgisayardan başka bir bilgisayara taşınması gibi amaçlarla kullanılırlar. Bilgi kayıplarının önüne geçmek için zaman zaman disketlerin formatlanarak kullanılması daha güvenilir bir kullanım şeklidir.

Disketlerin kapasitesi de, bellek ve disk gibi byte cinsinden ölçülür. 3.5 inçlik disketler çift yoğunluklu (Double density) olduklarında 720 KB, yüksek yoğunluklu-çift yüzlü (High Density-Double Sided) olduklarında ise 1.44 MB kapasiteye sahiptir. Ancak disketin kapasitesi tek başına anlam taşımaz. Disket sürücünün kapasitesinin de disketi okumaya elverişli olması gerekir.

Her disket her bilgisayar tarafından değerlendirilemez. Tıpkı diskler gibi disketler de, kullanılmadan önce kullanıma hazırlanırlar. Bu işleme formatlama ya da yeni adıyla biçimleme adı verilir. Disk ya da disket ancak formatlandığı zaman adreslenmiş olur ve kullanılabilir. Öte yandan, farklı bilgisayar sistemleri, farklı adresleme mantığına sahiptir. Bu yüzden bir işletim sistemi tarafından formatlanan bir disket başka bir başka işletim sistemi tarafından kullanılamayabilir. Disketin kapasitesi de formatlama işlemi sırasında belirlenir. Disketin bilgisayar tarafından okunabilmesi için hem formatın uygun olması, hem de bilgisayarın disket sürücüsünün en az disket kadar kapasiteye sahip olması gerekir.

4.3.3. Diğer Depolama Birimleri

Bilgisayarın ilk dönemlerinden itibaren teypler yaygın bir yardımcı bellek birimi olarak kullanıldılar. Ana bilgisayarlarda büyük teyp bantlarına karşılık, kişisel bilgisayarlardan önce ortaya çıkan oyun bilgisayarlarında ses kasetleri kullanıldı. Teyplerde herhangi bir bilgiye ulaşabilmek için teybin, ilgili alana kadar sarılması gerekmektedir. Aslında teybi de adresleyerek, bu işlemi bilgisayar yönetebilir ama teybin sarma hızı sınırlıdır ve bu yüzden teyp kullanımı tercih edilmemektedir.

Son zamanlarda ses kaydı konusunda yaygınlaşmaya başlayan CD (compact disk) ve görüntü kaydı için kullanılan laser disk teknolojileri bilgisayar dünyasına girmiştir. Bu teknolojilerin en önemli avantajları; çok yüksek kapasiteli olmaları ve saklanan bilgilerin uzun süre bozulmadan korunabilmesidir. Çünkü CD ve laser disk teknolojilerinde bilgilerin saklandığı yüzeye mekanik olarak erişilmez. Diğer bir deyişle sürücünün kafası, bilgilerin saklandığı yüzeye dokunmaz. Çok yüksek kapasiteli olmaları nedeniyle bir sinema filminin tamamını bir CD’ye sığdırmak mümkündür.

1. CD-ROM sürücü: Bilgisayarların yetenekleri arttıkça, yazılımlar geliştikçe daha fazla bilgi işlemeye başladılar ve çeşitli işler için bilgisayar ortamında kullanılan bilgiler disketlere sığmamaya, çok sayıda disket kullanmakta pratik olmamaya başladı. Üstelik disketler ortam koşulları ile çabucak bozulabiliyordu. Neyse ki imdada CD’ler yetişti. 640 MB kapasiteye sahip olan CD-ROM’lar aynı müzik CD’lerine benzer. Ancak bunların içine müzik gibi veriler de depolanabilir. CD-ROM sürücüler (kısaca CD sürücüler) ise bu CD’leri okuyan cihazlardır. CD-ROM’un açılımı “Compact Disc Read Only Memory” yani sadece okunabilir belleğe sahip olan bellek. CD-ROM’lardaki bilgiler ise bilgisayar tarafından sadece okunabiliyor, disketlerin aksine üzerine bilgi yazılamıyor. CD-ROM sürücüler kasanın içine takılır ve üzerine CD konan tablası dışarıya açılır. CD sürücüler içinde bir lazer kafası vardır, yanı CD üzerindeki veriler lazer ışını ile, optik olarak okunurlar. Harici, CD-ROM sürücüler de vardır ama pek yaygın kullanılmazlar.

2. CD-R ve CD-RW sürücüler: İlk çıktıklarında son derece pahalı olan ancak son yıllarda ucuzlayarak yaygınlaşan bu aygıtlar, yazılabilir CD’leri okuyup yazabiliyor. CD-R (CD-Recordable) “kaydedilebilir CD” anlamını taşır. Bu aygıtların kullanıldığı CD’ler (kapasiteleri CD-ROM gibi 640 MB olmasına karşılık) biraz farklıdır. CD-RW (CD-Rewritable) ise yine farklı bir yapıya sahip olan 640 MB’lık tekrar yazılabilir CD’lere de yazılabilir. Yanı .CD-R sürücülerde bir kere yazılabilmesine (yani üzerlerine veri kaydedilmesine) karşın, CD-RW disketler yaklaşık 1000 kez silinip yazılabilir (CD-R) disketleri de yazıp okuyabilir. Her iki aygıt ise standart CD-ROM diskleri okuyabilir. Son aylarda CD-RW sürücü ve disklerin yaygınlaşmaya başladığını söyleyebiliriz.

3. Teyp yedekleme birimleri: Müzik setlerinden çok iyi tanıdığımız kasetlerdekine benzer manyetik ortamlara (bu arada, depolama birimlerinde kullanılan ve üzerinde bilgi yazılan disket, disk, teyp gibi malzemelere ortam (media) adı veriyoruz) yazabilen ve bunları okuyan cihazlar. Bunlara “yedekleme” adının verilmesinin nedeni, disket, disk, CD-ROM gibi veri kayıt ortamlarındakinin aksine doğrudan erişimli olmamalarıdır. CD’lerdeki şarkıları istediğimiz sırayla dinlerken, kasetlerdeki şarkıları sırasıyla, yada ilgili yere sayarak dinlediğimiz gibi teyplerde de kullanacağımız verilerin bulunduğu yere gelmek için kartujların ilgili yere “sarılması” gereklidir. Bu yüzden bunlara “sıralı erişimli” depolama aygıtları adı verilir. Bu özellikleri nedeniyle yavaş olan teyp yedekleme birimleri bilgilerin yedeklenmesi amacıyla kullanılır sadece. Kartujları 40 MB’dan birkaç GB’a kadar değişien kapasitelerde olabilir. Digital Audio Tape’in (sayısal müzik kaseti) kısaltması olan DAT da manyetik teyp yedekleme birimlerinin bir türüdür.

4. Manyeto-optik (MO) disk sürücüleri: Manyetik disk teknolojisi ile CD-ROM’lardaki teknolojinin birleşmesi sonucu üretilmişlerdir. Bu aygıtlarda kayıt yüzeyinin manyetik durumu değiştirmek için lazer ışını kullanılır. Bu aygıtların okuduğu disklerin, yani ortamların kapasiteleri 200 MB’’i geçebilir.

5. Süper disk: Disket sürücülere benzer ama çok yüksek yoğunlukludur. 120 MB kapasiteli disketler kullanılır. Nedense Türkiye’ye pek getirilmedi ve yaygınlaşmadı.

6. Taşınabilir disk sürücüler: Bunları plastik veya metal kartujlar içine yerleştirilmiş sabit diskleri okuyan aygırlar olarak görebiliriz. Sabit disk ve disketin en iyi özelliklerini bir araya getirmişlerdir. 60 MB’dan 1 GB’a kadar farklı kapasitelerde kartujlar olabilir. Disk kadar hızlı değildirler, ama teyp yadekleme birimleri kadar da yavaş değildirler.

7. DVD-ROM sürücü: Daha fazla bilginin depolanabilmesi isteği, son yıllarda DVD-ROM (Digital Versatile Disc-Çokamaçlı sayısal disk) teknolojisini doğurdu. Bu sürücü ve diskler, görünüş olarak CD-ROM sürücü ve disklere çok benzer. Ancak bunlar 4.7 GB kapasitelidir ve yakın gelecekte 17 GB kapasiteli disklerin çıkması beklenmektedir. Kapasiteleri büyük olduğu için tam bir sinema filminin 5-6 dilde alt yazısı ve dublajı, çok kaliteli seslendirmeleri ile bu disklere sığdırılması mümkündür. Çok üzen süredir üzerlerinde çalışılmasına rağmen standartlarında uzlaşmaya varılamadığı için gecikmiştir. Bugün DVD piyasaya çıkmıştır çıkmasına ama, bu seferde DVD-R adı verilen (DVD-RAM olarak adlandırılan modelleri de vardır) yazılabilir DVD standartlarında tam bir uzlaşma sağlanamadığı, kullanıcılarda bunlarla birlikte DVD-ROM standartlarının kısa vadede değişip değişmeyeceğinden emin olamadıkları için pek fazla yaygınlaşmamıştır.

8. Ses ve müzik:

Ses kartı: Ses kartları sayesinde PC’ler müzik seti kalitesinde ses çıkışı verebiliyorlar. Öteki kartlar gibi PC’nizin içine takılır ve bilgisayarınızdan gelen verileri kullanarak istenilen sesleri oluşturur. Ses kartı doğru akıma bir heykeltraj gibi biçim verir ve akımları seslere dönüştürür. Ses kartları yanlizca ses üretmez, aynı zamanda sesleri alıp bilgisayarın işleyebileceği sayısal verilerde dönüştürler. Bu yüzden ses kartları, çeşitli programlarla müzik besteleme içinde kullanılabilirler.

Mikrofon: Ses kartımızla sesleri işleyebiliyorsak, mikrofonla kaydettiğimiz sesleride neden işlemeyelim? İşte ses kartımıza bağlayacağımız bir mikrofon, sesimizi sayısal veriye dönüştürülmek üzere ses kartımıza iletmek için kullandığımız, yine ses kartına bağlanan bir araçtır.

Hoparlör: Bildiğimiz müzik set hoparlörlerinden tek farkı, manyetik korunalı olmalarıdır. Aksi halde hoparlöre iletilen akım monitörümüzü titretebilir. Hoparlör ses kartı arkasındaki girişe bağlanır.

9. İletişim:

Modem: Basitçe PC’nizin telefonu olarak adlandırılabilir. Çünkü bilgisayarlar birbirleriyle haberleşmek için bizim gibi telefon kullanmıyorlar. Modemler, bilgisayarın telefon hatları üzerinde birbirleriyle veri iletişimi kurmasının sağlar. Modemi bilgisayara, telefon hattının ucunu da bilgisayara bağlarsınız.  Eski bir  PC kullanıcısı olmasanız bile adını çok duyduğunuz internete bağlanmak, faks göndermek, uzaktaki bir bilgisayardaki verilere ulaşmak için bir modeme ihtiyacınız vardır.

Ağ sistemleri: bilgisayarları birbirine bağlamanın tek yolu modem değildir. Özellikle aynı işyerinde birbirleri arasında veri transfer edeceğiniz bilgisayarlar için telefon hattını işgal etmek gereksizdir. Ama bilgisayarlar ağ kartları telefon kablosuna benzer UTP kablolar (veya BNC adı verilen özel kablolar ), hub adı verilen yönlendiriciler aracılığıyla birbirine bağlanabilir. Aynı binada bu şekilde birbirine bağlanmış bilgisayarlardan oluşan bir ağa Yerel Alan Ağı adı verilir. Böyle bir ağa, yine telefon adları (veya fiberoptik kablolar, kiralık hatlar, özel sistemler) aracılığıyla uzaktaki bir binadaki bilgisayar ağına bağlanmışsa buna da Geniş Alan Ağı adı verilir. Ağ sistemleri oldukça karmaşıktır ve yönetimi uzmanlık ister. Şirketlerde ağ yöneticileri ve bilgi işlen personeli bu işe bakarlar.

10. Görüntü işleme:

Video yakalama kartları: İşte Türkçe’ye çevrilirken anlamsızlaşan donanım aygıtların birisidir. Video capture cart (video yakalama karıt) bir video kameradan gelen görüntüleri PC’mize aktaran ve üzerlerinde aynı bir film montaj ekibi gibi değişikler yapmamızı sağlayan kartlardır. Bildiğimiz gibi filmler aslında kare kare resimlerin hızla art arda geçmesiyle oynatılır. Basit bir ekran kartı bu filmleri oynatabilecek veya üzerlerinde değişiklikler yapmamıza izin verecek güçte değildir. Gerçi artık ekran kartları, yazılım desteği ile filmleri çok iyi sıkıştırıp çözerek filmlerin kesintisiz bir biçimde oynatılmasına izin veriyor ama genelde, film montajı için video “yakalama” özelliğine sahip bir kart gereklidir. Bunlar üzerinde video kameraların bağlanması için özel video girişleri olur. Günümüzde bazı yeni ekran kartlarına video giriş/çıkışı konmuştur ve bunlarla video kameraya çekilmiş filmleri seyretmek, kaydetmek mümkündür ama kaliteli iş çıkarmak için bu iş için özel yapılmış video yakalama kartlarına hala ihtiyaç vardır.

MPEG kartları: MPEG, Moving Pictures Experts Group adı verilen ve bilgisayarlarda video standartlarını belirleyen bir grubun geliştirdiği bir standardıdır. Filmin resim karelerinden oluştuğunu söylemiştir. Kısa bir filmi oynatabilmek için gereken çok sayıda resim diskte veya CD de çok fazla yer tutacağı için bunların özel bir yöntemle ve görüntüyü de rahatsız edici şekilde bozmadan sıkıştırılması gündeme gelmiştir. İşte MPEG filmleri çekildikten sonra sıkıştırmayı, oynatırken anında çözerek ekranda göstermeyi sağlayan bir standarttır. Birkaç yıl öncesine kadar sıkıştırma/çözme işlemi için MPEG kartı adı verilen özel kartlar kullanılıyordu. Bugün ise hemen tüm ekran kartları yazılım aracılığı ile MPEG filmleri oynatabilirler. Bu yüzden bunlara yazılım destekli MPEG kartı da denir. MPEG 1 standardı görüntüyü bilgisayar da nispeten kayıplı oynatır ve görüntüye yakından bakıldığında çok net olmadığı hissedilebilir. Filmlerin çok daha net oynatılabilmesine izin veren yeni standardın ismi MPEG 2’dir ve sinema filmlerine ağırlık verilerek geliştirilen DVD sürücülerde genelde MPEG-2 kartlarla birlikte gelir. Ancak, kısa süre sonra normal ekran kartlarında da MPEG-2 özelliğini görürsek şaşırmamak gereklidir.

Video kameralar: Canlı görüntülerimizi modem aracılığı ile uzaktaki bilgisayar kullanıcılarına aktarmak, filmlerimizi çekip depolama aygıtlarına kaydetmek için video kameralar kullanabiliriz. Ekran kartımız video giriş/çıkışı olması veya bu giriş/çıkışlara zaten sahip olan video yakalama kartı kullanmak kaydıyla normal video kameraları da (Handy cam, camcorden vs.) PC’mize bağlayabiliriz. PC için özel olarak üretilen ucuz kameralar da vardır ve bazıları kendi özel kartları ile veya PC kasasının arkasındaki mevcut portlar (kapılar) aracılığı ile PC’mize bağlanabilir.

Sayısal kameralar: İngilizce’de fotoğraf makinesine de “camera” adı verilir. Ancak bilgisayara bağlanan ve hareketsiz resim çeken bu aygıtlara sayısal kamera (digital camera) adı verilir. Bazılarının üzerinde vardır, bazılarına disket takılır. Böylece çekilen resimler belleğe veya diskete kaydedilerek, ilkinde özel bir kablo aracılığı ile ikinci türde ise disket sürücü aracılığı ile bilgisayara aktarılır. Sayısal kameralar görüntüyü sayısallaştırdıkları (1 ve 0’laradan oluşan kodlara dönüştürdükleri) ve çok yer kaplamamaları için kayıplı olarak sıkıştırıldıkları için henüz geleneksel fotoğraf makineleri kadar net fotoğraflar çekmemizi sağlamazlar. Sadece çok pahalı profesyonel modeller iyi sonuç verir; ancak yakın gelecekte bu teknolojinin ucuzlayacağı da söylenebilir.

 

11. Diğer aygıtlar:

Tabii donanım aygıtları bu kadarla sınırlı kalmayabilir, daha PC’den büyük perdeye yansıma yapan yansıtma yapan projeksiyon cihazları, PC’nizi koruyacak bir voltaj regülatörü olarak da iş gören ama asıl amacı elektrik kesintilerinde birkaç dakikadan birkaç saate kadar PC’nize elektrik verebilen kesintisiz güç kaynakları, farklı fare türleri, çizim yapmak için kullanılan tabletler ve sayısallaştırıcılar vardır. Ancak bunlar acemi bir kullanıcıdan çok iş yerlerinde kullanılabilecek donanım aygıtlarıdırlar.

5. YAZILIMLAR

Disket üzerinde olabildiği gibi üretici firma tarafından bilgisayarın içine de yerleştirilmiş olabilir. Bilgisayar üzerinde çok değişik katmanlarda birden çok program çalışır. Bizim bilgisayarda çalışabilmemiz için çeşitli yazılımlar gereklidir. Bilgisayar da çalışabilmek için, kendi içinde, bizim göremediğimiz bir çok program kullanır. Bir piramit düşünün, piramidin en üst noktasında bizim kullandığımız programlar bulunur. Bir alt katmanda bu programların yazıldığı “programlama dilleri” ve bu dilleri çalıştıran programlar (derleyiciler) vardır. Daha alt katmanda bu programların çalışması için, bizim makineden en temel işlemleri (sözgelimi klavyede bir tuşa bastığımızda ekranda bir harfin görünmesi gibi) yapabilmemizi sağlayan büyük bir program vardır: İşletim Sistemi.

İşletim sistemi, bilgisayarın karmaşık yapısını örterek makinenin bütün kaynaklarını, bize basit birkaç komutla kullanılabilir bir görünümde sunan bir sistem yazılımıdır. Örneğin Windows. Böylelikle sadece işletim sistemini, yani Windows’u bilmek, bilgisayar kullanmak için yeterli olur.

Bir katman daha aşağı inelim: kendisi de bir program olan ve genellikle disk üzerinde bulunan işletim sistemi de daha temel işlemler için başka programlar kullanır. Bu programlar makine üretilirken bilgisayarın içine üretici firma tarafından konulmuştur. Dolayısıyla bu programlar bir bakıma donanımın bir parçasıdırlar. En alt düzeyde, fiziksel bir takım işlemlere karşılık gelen mikro komutlar ve elektrik devreleri bulunur. Yani piramidimizin tabanında, donanım dediğimiz elektronik devrelerden ibaret bir yapı vardır.

Bir bilgisayarda çalışırken, bütün bu karmaşık programlar silsilesi de, makinenin fiziksel alt yapısını harekete geçirmek, işlenen bilgileri elektrik devrelerinin davranışına indirgemek, elde edilen sonuçları da tekrar bizim anlayacağımız biçime dönüştürmek için işleyip durmaktadır.

Tabii, bilgisayar çalışırken bütün bunlar bizi ilgilendirmez. Bir kullanıcı olarak bizler, piramidin en tepesinde bulunur, sadece kullandığımız yazılımlarla muhatap oluruz. Üzerinde çalışacağımız paket programı tanıyıp, programın gerekli komutlarını öğrenmemiz yeterlidir. Elbette, alt düzeylere ilişkin birçok şeyi bilmekte sayısız yarar var, çünkü paket programlar bilmek zorunda olmadığımız alt düzeylere bağımlıdır. Kısaca her düzeydeki yazılım, bir alt düzeyin karmaşık yapısını kullanıcının “görmemesini” sağlar ve aslında tamamen fiziksel gereçlerden oluşmuş bir yapıyı bize kavramsal bir ortam olarak sunar. Böylelikle, aslında çok değişik parçalardan oluşan değişik üreticiler tarafından farklı şekillerde tasarlanmış bilgisayarlar arasındaki farkları görmeyiz ve standart bir ortamda çalışırız. Yazılımları iki genel kategoriye ayırabiliriz. Sistem yazılımları ve Uygulama yazılımları. Bu iki kategorinin dışında “yardımcı yazılımlar” da belirtilebilir. Yardımcı yazılımlar (utility), bilgisayarın daha verimli kullanımı için işletim sistemini tamamlayan, ek fonksiyonlar sunan program ve araçlardan oluşur.

Sistem yazılımları bilgisayarın kendi çalışması için kullandığı yazılımlardır. Uygulama yazılımları ise bizim kullandıklarımızdır. İşletim sistemi kullanıcının muhatap olduğu tek sistem yazılımıdır ve bilgisayar ile onu kullanan arasında köprü görevi görür. Paket program olarak da adlandırılan uygulama yazılımları ise, çok sayıda ve çok çeşitlidir. Bir uygulama yazılımı genellikle belli standarttaki bir bilgisayar üzerinde belli bir işletim sistemi ile birlikte kullanılır. Örneğin kişisel bilgisayarlardaki uygulama yazılımlarının hemen hepsi 12-13 yıl öncesinde DOS için geliştirilmişti. Şimdi ise kişisel bilgisayarlarda genelde Windows işletim sistemi için yazılım geliştiriliyor. Tabii kişisel bilgisayarlarda farklı işletim sistemleri ve uygulama yazılımlarının bunlar üzerinde çalışan türleri de bulunur, ancak bugün en yaygın işletim sistemi Windows’dur. Özellikle PC’lerin ortaya çıkışıyla yaygınlaşan uygulama yazılımları olmasaydı bilgisayarlarda bir iş görebilmek için her zaman bir program yazmak zorunda kalınacaktı ya da işi tarif edip bir programcıya yazdıracaktık programı... Birçok büyük ölçekli özel uygulama için bu yöntem hala uygulanmaktadır. Ama Allah’tan PC kullanırken var olan uygulama yazılımları her ihtiyacımızı karşılayabilecek çeşitlilikte günümüzde...

Yukarıda sözünü ettiğimiz sistem (işletim sistemi) ve uygulama yazılımları sadece birer ana kategoridir. Aslında yazılım türleri donanım türlerinden çok daha zengindir. Ne de olsa, bir PC ile yapabileceğimiz işler hangi yazılımları kullandığımıza daha çok bağlıdır. Bilgisayar kullanıcısı olmaya hazırlananlar için yazılım kategorilerine ve örneklerine kısaca göz atalım:

5.1. İşletim sistemleri

Çeşitli işler için kullandığımız yazılımlarla donanım aygıtlarımız arasında köprü oluşturan, kullandığımız yazılımların standart olmasını, hangi PC’ye yüklenirlerse yüklensinler çalışmasını sağlayan en temel yazılımdır. MS-DOS, Windows 95, Windows 98, Windows NT, MacOS, IBM OS/2 Warp, Unix, Novell Netware ve Linux günümüzde kullanılan işletim sistemlerinin bazılarıdır.

5.2. Kelime işlemciler

Kişisel bilgisayarlarda en çok kullanılan uygulama yazılımı olan kelime işlemciler, bilgisayarınızda yazılar yazıp bunları yazıcıda bastırmanızı sağlar. Bu yazılar arasında raporlar, mektuplar, okul ödevleri, çeşitli yazışmalar olabilir. Gelişmiş kelime işlemciler, farklı yazı tiplerinden sayfa düzenlerine, yazılar içine yerleştirilecek resimlerden yazı biçim ve renklerine, yazı içinde bir sözcüğü aratmadan, yazının gramer ve imle kontrolüne kadar çeşitli işlevler sunarlar. Belli başlı kelime işlemciler arasında Microsoft Word, Corel Wordperfect ve Lotus Word Pro’yu sayabiliriz.

5.3. Hesap tabloları

Pek çok kullanıcı hesap-kitap yapacağı bir araca ihtiyaç duyar. Bu bir fizibilite olabileceği gibi evin aylık bütçesi de olabilir. Matematiksel işlemlerde yetenekli, esnek yazılımlar olan hesap tabloları burada devreye girer. Hesap tabloları, yan yana ve alt alta dizilmiş hücrelerden oluşur. Her bir hücreye bir matematiksel değer veya bir işlem yazılabilir. Hesap tabloları dört işlemden karmaşık fonksiyon hesaplarına kadar pek çok işi yapabilir. Bu hesaplamalardan yararlanarak grafikler hazırlayabilir. Belli başlı hesap tabloları arasında; Microsoft Excel, Corel Quattro Pro ve Lotus 1-2-3’ü sayabiliriz.

5.4. Veritabanı

Her türlü bilginin düzenli bir şekilde, istenildiğinde kolayca erişilerek kullanılabilecek tarzda saklandığı bir veri koleksiyonudur. Adres-telefon defteriniz, bir firmanın bütün müşterilerini içeren kartlar, bir kurumda çalışan elemanların sicil dosyaları birer veritabanıdır. Bu bilgileri kullanıcılar girer, veritabanı ise çok çeşitli kriterlere göre devasa boyuttaki bu bilgiler arasından arama yapar, normalde bizim erişemeyeceğimiz hızda aradığımız bilgileri karşımıza getirir. Herkesin kullanabileceği Microsoft Access, Lotus Approach, gibi veritabanlarının yanı sıra Oracle 8, IBM Dbase-II gibi büyük şirketlerin ihtiyaçlarına göre modüler bir biçimde programlanan, üzerinde farklı çözümler geliştirilebilen veritabanları da vardır.

5.5. Sunu programları

Toplantılarda karşınızdakilere anlatacaklarınızı görsel olarak etkileyici bir biçimde sunmanız için hazırlanan bu programlar, diğer uygulamalardan veri alabilir. Örneğin bir hesap tablosu ile çıkarılmış kar/zarar grafiğini sunu programları ile dinleyicilerinize sunabilirsiniz. Microsoft PowerPoint, Lotus Freelance Graphic, Corel Presentations belli başlı sunu programlarıdır.

5.6. Grafik yazılımları

Fotoğraf ve resimleri görüntülemenize, üzerinde değişikler yapmanıza, resim çizmenize, resimler üzerinde çeşitli efektler uygulamanıza izin veren tüm yazılımlar grafik yazılımlar kategorisine girer. Windows ile gelen ve PC’nizde resimleri görüntülemek ve basit şekiller çizmek gibi işlere yarayan Paint’den çok gelişmiş özelliklere sahip olan Adobe Photoshop’a kadar çok çeşitli  görüntü işleme yazılımları bu kategoriye girer.

5.7. 3D Modelleme/Animasyon

Bu yazılımlarla PC’nizde çizimlere hareket verebilir, iki ve üç boyutlu animasyonlar gerçekleştirebilirsiniz. 3D modelleme programları endüstriyel tasarım kadar, çizgi film, oyun vs. üretiminde de kullanılabilir.

5.8. Mühendislik uygulamaları

Mühendislerin çizim ve hesaplama gereksinimi, standart grafik programlarının ve hesap tablolarının sağladıklarından çok farklıdır. AutoCAD gibi gelişmiş tasarım yazılımları ve bazen bu uygulamalarla birlikte kullanılabilen çeşitli mühendislik hesap programları bu kategoridedir.

5.9. Ticari uygulamalar

İş dünyası için elzem olan muhasebe, stok kontrol, belge yönetimi, üretim planlama, fizibilite vb. işlevleri, ticari yazılımlar yerine getirir.

5.10. İletişim yazılımları

İnternet’e, Web sitelerine, haber gruplarına bağlanmak, e-mail göndermek modemle PC’mizden faks çekmek, başkaları ile dosya alışverişinde bulunmak, görüntülü ve yazılı sohbet etmek için iletişim yazılımlarını kullanırız.

5.11. Oyunlar

PC’ler iş aracı oldukları kadar oyun ve eğlence arcıdırlar da. Renkli bir PC için binlerce oyun bulmak mümkün...

5.12. Özel uygulamalar

Bütün bu kategorilerdeki yazılımlarla yapılamayacak pek çok iş vardır. Onun için firmalar özel yazılımlar geliştirmiştir. Sözgelimi bir otelin giriş/çıkışlarının takibi, doluluk oranlarının hesaplanması, otelin çeşitli bölümlerinde stok kontrolü gibi işlemler için özel uygulamalar üretilebilir. Özel uygulamalar siparişle de gerçekleştirilebilir.

5.13. Multimedya uygulamaları

Metin, resim, film, ses ve animasyonun bir araya geldiği bu yazılımlar arasında genelde hobileri geliştirmeye yönelik yazılımlar ve ansiklopedik bilgi veren başvuru yazılımları yer alır.

5.14. Yardımcı yazılımlar

Sistemimizi daha verimli kullanmak ve diskimizin, diskimizdeki bilgilerin bakımını yapmak için kullandığımız büyüklü küçüklü pek çok uygulama bu sınıfa girer. Bunlar arasında; bazı programların korunması, rakiplere zarar verilmesi ya da eğlence amacıyla üretilen ve virus adı verilen programlar da bulunmaktadır. Tabi ki bu virusları temizleyecek antivirus programları da unutulmamalıdır.

5.15. Programlama yazılımlar

Her tür uygulamayı yazmak için kullanılan programlara da programlama yazılımı adı verilir. Basic programlama yazılımı eski ve en yaygın yazılımlar arasında sayılabilir. C++, Visual Basic, Delphi günümüzde en çok kullanılan programlama yazılımları arasındadır.

DİSK İŞLETİM SİSTEMİ (DOS)

1. DİZİN (directory)

Bir hard diske binlerce dosya yazmak mümkündür. Böyle bir durumda dosyaları aramak, diski gözden geçirmek sizin ve bilgisayarınız için zorlaşır. Bunun için dosyaları içeriklerine veya özelliklerine göre gruplara ayırır ve bu grup adıyla bir dizin açarız. Dosyalar bu dizinlere kopyalanır yada bu dizinde yaratılır.

Üç değişik dizin tipi vardır

1.      Ana dizin (Root directory): Dizin yapısının ilk adımıdır. Bilgisayar açıldığında ilk karşınıza gelen ana dizindir.

2.      Dizin (Directory): Ana dizin altında kullanıcı tarafından açılır. İçinde dosyalar ve alt dizinler bulunur.

3.      Alt dizin (Subdirectory): Bir dizin altında açılan dizine alt dizin denir. Alt dizin altında da tekrar alt dizin açılabilir.

2. DOSYA ADI (File Name)

Dosya adı iki bölümden oluşur: Dosya adı ve dosya uzantısı. Dosya uzantısı bulunmayabilir, sadece dosya adı bulunan uzantısı olmayan dosyalar da vardır.

COMMAND.COM

        ¯                ¯

dosya adı   dosya uzantısı

Dosya adı en fazla sekiz karakterden, uzantısı üç karakterden oluşur. Dosya adları genellikle dosyanın içeriğini hatırlatacak biçimde verilir. Dosya uzantısı bazı durumlarda mecburi olarak belli isimler alır. Program dosyaları “.COM” ve “.EXE” toplu işlem dosyası “.BAT”, sistem dosyaları “SYS” uzantısı alır.

Dosya ismi içinde “ . * , : ; + = / \ < > karakterleri kullanılamaz.

aux, clock$, com1, com2, com3, com4, con, Ipt1, Ipt2, Ipt3, Ist, nul. ve prn. gibi isimler dosya ismi olarak verilemez:

3. JOKERLER (* ve ?)

Dosya ismi verilmesi gereken bazı komutlarda, bir grup dosyayı veya dosyaların tümünü işleme koymak isterseniz, dosya ismi yerine * ve ? işaretlerini kullanabilirsiniz. * işareti tüm karakterlerin yerine geçer. Örnekler:

 

*.*   veya   ????????.???   Bütün dosyaları ifade eder.

*.bat                Uzantısı .bat olan bütün dosyaları ifade eder.

A*.*                 İlk harfi A ile başlayan dosyaları ifade eder.

???                 Dosya adı sadece üç herhangi harf olan dosyaları ifade eder.

A???B.*         İlk harfi A, sonraki üç harfi herhangi üç karakteri,dördüncü harfi

B olan ve dosya adı sadece beş harf olan dosyaları ifade eder.

4. PROGRAMLAR

Çeşitli uygulamaları gerçekleştirmek için hazırlanmış dosyalar ya da yazılımlardır. DOS komut satırından çalıştırabileceğiniz programlar üç değişik uzantı alırlar. Bunlar: “.COM” “.EXE” ve “.BAT” dır (örneğin; FKLAVYE. COM, MUHASEBE. EXE, YEDEKLE. BAT). Bir programı sadece adını yazdıktan sonra Enter (¿) tuşuna basarak çalıştırabilirsiniz. Eğer diskinizde aynı isme, farklı uzantıya sahip programlar varsa, bunlardan sadece birini çalıştırabilirsiniz. Öncelik sırası şöyledir. “COM” “.EXE” ve “.BAT”. Aynı isimde fakat farklı uzantıya sahip programların hepsini de çalıştırabilmek için ya programın adını ve uzantısını birlikte yazarak çalıştırmak ya da program ismini değiştirmek gerekir.

“SYS” uzantılı programlar komut satırından çalıştırılamazlar. Bunlar çoğunlukla CONFIG.SYS dosyasına yazılan komut satırları ile çalıştırılır.

5. HAFIZA (Memory)

MS-DOS hafızayı çeşitli bölümlere ayırarak kullanır. Aşağıda MEM komutu ile alınmış bir hafıza dökümü görüyorsunuz.

C:\>mem   ¿

 

Memory Type                        Total=              Used +            Free

Conventional   640K               74K               566K

Upper                           131K               86K                45K

Reserved                     128K              128K                            0K

Extended (XMS)*     7.293K           2.525K                       4.768K

 

Total memory            8.129K           2.814K                       5.378K

Total under 1 MB        771K              161K                          610K

 

Total Expanded (EMS)                   7.744K (7.929.856 bytes)

Free Expanded (EMS)*                  4.816K (4.931.584. bytes)

 

Burada sözü geçen hafıza bölümlerini açıklayalım:

5.1. Klasik veya Geleneksel Hafıza (Conventional Memory)

Hafızanın ilk 640 KB’lık bölümüdür. Tüm programlar çalışmasını bu alanda yaparlar. Fakat klasik hafıza bazı programlara yeterli gelmez, bunlar ilave olarak genişlemiş hafızayı da kullanırlar. İstenirse kalıcı programların bazıları klasik hafızadan üst hafızaya taşınabilir.

5.2. Üst Hafıza (Upper Memory)

Hafızada kalıcı (resident) olarak çalışan programların yer işgal etmemesi için tanımlanmış bir bölümdür. Klasik hafızanın hemen üstünde yer alır. Bu bölüme yüklenecek olan programlar “LH” veya “DEVICEHIGH” komutları kullanarak çalıştırılmalıdır.

5.3. Genişlemiş ve Genleşmiş Hafıza (Extended and Expanded Memory)

Bilgisayardaki 1 MB’ın üstünde bulunan hafızayı, MS-DOS, yüksek hafıza olarak tanımlar. Bu bölümü klasik hafıza ile yetinemeyen programlar kullanır. MS-DOS bu hizmeti “HIMEM.SYS” ve “EMM386.EXE” ile vermektedir.

6. KOMUT UYARISI (Command Prompt)

Komut uyarısı MS-DOS’un komut almaya hazır olduğunu belirtir. Cursor, ya da imleç olarak da adlandırılan ve bir harflik alanın altında yanıp sönen bir hareket dikkati çeker.

Bilgisayarı açtığınızda, bir takım testler ve mesajlardan sonra, AUTOEXEC.BAT dosyasına menü kullanan bir program adı eklenmemişse, karşınıza komut uyarısı gelir ve MS-DOS sizden komut bekler.

Bu uyarı disket sürücüsünden açılan bilgisayarlarda A>_ şeklinde, hard diskten açılan makinelerde C>_ şeklinde görülür. Prompt komutu ile, bu uyarının C:>_ veya C:\>_ gibi başka bir şekilde görülmesi sağlanabileceği gibi, önüne bazı kısaltmalar ya da isim gibi belirteçler konulabilir, hatta bu yazılara değişik renkler verilebileceği gibi tarih ve saat gibi bilgilerin ekranda devamlı olarak görülmesi sağlanabilir.

7. ÜNİTELER (Devices)

Bilgisayar, kullanım sırasında giriş/çıkış’ları (input/output) üniteler aracılığıyla yapar. Örneğin klavyeden aldığı girdiyi, ekrana çıktı olarak verir. Ünitelere örnek olarak klavye, mouse (fare), joystick, ekran, projeksiyon aleti, sürücüler, yazıcı, vb cihazları sayabiliriz.

Bilgisayarda ünitelerin özel isimleri vardır. Komut verilirken ünitelere bu özel isimlerle ulaşılır. Ünite isimlerine örnekler:

A: birinci disket sürücü

B: ikinci disket sürücü

C: hard disk sürücü

D: hard disk sürücü, hafıza diski veya compact disk (CD)

F: hard disk sürücü ve network sürücü

H: hard disk veya sıkıştırılmış (Double Space) sürücü

PRN: birinci yazıcı çıkışı

LPT1: birinci yazıcı çıkışı

LPT2: ikinci yazıcı çıkışı

LPT3: üçüncü yazıcı çıkışı

COM1: birinci iletişim çıkışı (fare takılabilir)

COM2: ikinci iletişim çıkışı (fare takılabilir)

COM3: üçüncü iletişim çıkışı (fare takılabilir)

CON: ekran

8. DİSK SÜRÜCÜLER (Disk Drives)

Bilgisayarımızdaki veri saklama birimlerine “disk sürücüsü” denir. Disk sürücülerinin çok değişik tipleri olmasına karşı en çok kullandığımız disket sürücüleri ve harddisk sürücüleridir.

Sürücüler A’dan Z’ye kadar İngiliz alfabesindeki harflerle tanımlanır. Harfin önüne konulan “:” işareti bu harfin bir disk sürücüsüne ait olduğunu belirtir.

Bilgisayar açıldığında mutlaka sürücülerden biri ile açılır. Bu sürücü “A:”, “C:” ve “F:” sürücülerinden birisi olabilir. Ekranda “A:\>“, “C:\>“, veya “F:\>“ şeklinde görülür.

Başka bir sürücüye geçmek için verilecek komut basittir. Örneğin “A:” sürücüsüne geçmek için:

a: ¿

komutunu vermek yeterlidir.

9. KONFİGÜRASYON DOSYASI (CONFIG.SYS) VE AUTOEXEC.BAT DOSYASI NEDİR?

CONFIG.SYS sisteminizin donanım özelliklerini değiştirmenize veya düzenlemenize fırsat veren bir metin dosyasıdır. Yani CONFIG.SYS dosyasına ekleyeceğimiz komutlar aracılığıyla hafıza, mouse (fare), klavye, ekran ve bunun gibi aygıtların nasıl çalışacağını belirleyebilirsiniz. Kısacası bilgisayarın kendi parçalarını tanımasını sağlayan bir program olarak ifade edilebilir.

AUTOEXEC.BAT dosyası, MS-DOS’u çalıştırdığınızda, kendi tercihinize bağlı olarak çalışmasını istediğiniz programların otomatik olarak çalıştırılması olanağını verir. Bu sayede bilgisayarın her açılışı sırasında yüklemek zorunda olduğumuz klavye, ekran, mouse (fare) programları gibi ihtiyaç duyduğumuz programların yanı sıra devamlı kullandığımız yazılım, hesap veya ticari programlar bilgisayar açılırken hemen otomatik olarak yüklenmiş ve çalıştırılmış olur. Ayrıca çalışmamız için gerekli olan ayarlamaları da AUTOEXEC.BAT dosyası aracılığıyla yapabiliriz.

Bilgisayarınızı çalıştırdığınızda, MS-DOS, bilgisayarın ana dizininde CONFIG.SYS dosyasını arar ve okur. Bu dosyadaki bilgilere göre sisteminizde gerekli ayarlamaları yapar. Daha sonra sürücünüzünün ana dizininde AUTOEXEC.BAT isimli dosyayı bulmak amacıyla tarar. Eğer AUTOEXEC.BAT’ı bulursa saat ve tarih belirleme safhasını atlayarak hemen bu dosyayı işleme sokar. Eğer AUTOEXEC.BAT bulunamazsa, saat ve tarih belirleme menüsü karşınıza otomatik olarak gelecektir. AUTOEXEC.BAT içinde “DATE” ve “TIME” komutlarınızı vermedikçe, MS-DOS saat ve tarihi belirlemek için size hiçbir seçenek vermeyecek ve sistem saatinin geçerli olduğunu kabul edecektir.

Daha önceki MS-DOS versiyonlarında CONFIG.SYS dosyasının kontrolü mümkün değildi. CONFIG.SYS dosyasına yazılan tüm komutlar işleme konur veya konmaya çalışılırdı. Bunun da bazı sakıncaları vardı. CONFIG.SYS dosyasına yazılan yanlış bir komut makinanın kilitlenmesine sebep olabilirdi. Yada daha önceden konfıgürasyon dosyasına eklenmiş bir komutu bir seferlik dosyadan iptal etme şansımız yoktu. MS-DOS 6 ile birlikte bu durum ortadan kalkmıştır.

MS-DOS 6.2’de bunlara ilave olarak CONFIG.SYS dosyası ile birlikte istenirse DBLSPACE.BIN dosyası da atlanabilmektedir.

Siz belirtmedikçe MS-DOS yine eskisi gibi konfıgürasyon dosyasında bulunan tüm komutları uygulayacaktır. Ancak isterseniz bu dosyadaki komutların tümünü yada bir kısmını onayınızla atlayabilirsiniz.

Sistem açılırken bazı problemlerle karşılaşıyorsanız ve bu problemlerin CONFIG.SYS veya AUTOEXEC.BAT dosyasından kaynaklandığını düşünüyorsanız, bu iki dosyayı atlayarak sistemi açabilirsiniz. Bilgisayarı açtığınızda, sistem ile ilgili testler tamamlandığında MS-DOS mesajını göreceksiniz.

 

Starting MS-DOS

Bu mesaj ekrandayken F5 fonksiyon tuşuna basarsanız aşağıdaki mesajla birlikte makinanız CONFIG.SYS veya AUTOEXEC.BAT dosyasındaki komutlar işlenmeden açılacak ve ekrana aşağıdaki mesaj gelecektir.

 

MS-DOS is bypassing your CONFIG.SYS and AUTOEXEC.BAT files.

Sisteme sadece temel konfıgürasyon komutları yüklenecektir. Bilgisayarınız her zamanki konfıgürasyon yerine bu temel konfıgürasyon ile açılacağı için sisteminizin çalışmasında farklılıklar olacaktır. CONFIG.SYS dosyasının atlanması sonucu fare gibi konfıgürasyon dosyası aracılığıyla yüklenen aygıtlar çalışmayacaktır. Ortam değişkenlerine orijinal değerleri atanacaktır. AUTOEXEC.BAT dosyasının atlanması sonucu tabii ki, bu dosya aracılığıyla yüklenen programlar çalışmayacaktır. PATH komutuyla yapılan yol ayarlamaları sadece MS-DOS dosyalarının bulunduğu dizine yani C:\DOS dizinine olacaktır.

Eğer sıkıştırılmış disk kullanıyorsanız, CONFIG.SYS dosyasından önce DBLSPACE.BIN dosyası hafızaya yüklenecektir. DBLSPACE.BIN dosyasının da atlanmasını istiyorsanız Ctrl+F5 tuşuna basmalısınız. Bu durumda AUTOEXEC.BAT ve CONFIG.SYS dosyası yanında DBLSPACE.BIN dosyası da işleme girmeyecektir.

Bu mesajın sonucu olarak hem DBLSPACE.BIN dosyası hem CONFIG.SYS dosyası atlanmış olacaktır. Bu aşamadan sonra sıkıştırılmış sürücüye erişemezsiniz. Sıkıştırılmış sürücüyü tekrar aktif hale getirebilmek için bilgisayarı tekrar açıp kapatmalısınız.

Uyarı: COMMAND.COM dosyası ana dizinde değilse, MS-DOS dosyanın yerini bulamayabilir. Bu durumda aşağıdaki mesaj ekrana gelir ve sizden COMMAND.COM  dosyasının bulunduğu yer sorulur. Bu durumda COMMAND.COM dosyası neredeyse (örneğin “C:\DOS”) yazıp enter tuşuna basmalısınız.

Bad or missing command interpreter

10. TEMEL UYGULAMALAR

1.      Türkçe Klavye ve Ekran

2.      Dosya Listesi

3.      Dizin Değiştirme

4.      Dizin Yaratma

5.      Dizin Silme

6.      Dizin İsmi Değiştirme

7.      Dizin Listesi ve Dosyaları Gösterme

8.      Dosya İsmi Değiştirme

9.      Dosya Kopyalama

10. Disket Kopyalama

11. Dosya Taşıma

12. Dosya Silme

13. Silinmiş Dosyaları Kurtarma

14. Disket Formatlama

15. Formatlanmış Disketi Kurtarma

16. Tarih Değiştirme

17. Saat Değiştirme

10. 1. Türkçe klavye ve ekran

MS-DOS 6.2’de 2 yeni dosya bulunmaktadır: KEYBRD2.SYS ve EGA2.CPI dosyaları. KEYBRD2.SYS dosyasında “F Klavye” ve “Türkçe Q Klavye” tanımları bulunmaktadır. EGA2.CPI dosyası ise Türkçe ekran kod sayfasını içerir, ayrıca COUNTRY.SYS dosyasına Türkiye’nin ülke kodu eklenmiştir.

Türkçe klavye ve ekran hizmetini şimdiye kadar MS-DOS dışındaki bazı programlar aracılığı ile alıyorduk. Bu yeni dosyalar sayesinde MS-DOS’un klavye ve ekran tanımlarını kullanabiliriz. Aşağıda verdiğimiz komutları siz de kullanınız, çünkü bu yolla klavye ve ekranı Türkçeleştirmek daha sağlıklı ve diğer programlarla (WINDOWS gibi) daha uyumludur.

AUTOEXEC.BAT dosyasına aşağıdaki komutları ekleyiniz.

 

nlsfunc

mode con cp prepare=((857,850) c:\dos\ega2.cpi)

mode con cp select=857

keyb tr,, c:\dos\keybrd2.sys /id:179

      rem (Bu örnek Türkçe Q klavye içindir

      rem F klavye olması için /id:440 yazınız)

 

CONFIG.SYS dosyasına aşağıdaki komutları ekleyiniz.

 

country=090,857, c:\dos\country.sys

device=c:\dos\display.sys con=(,,2).

 

Bu komutların çalışacağından emin olmak için C:\DOS dizininde aşağıdaki dosyaların var olup olmadığını kontrol ediniz.

 

NLSFUNC     .EXE              7.036 30/09/93        6:20

MODE                       .COM             23.569           30/09/93        6:20

EGA2             .CPI                58.570           30/09/93        6:20

KEYB             .COM             15.750           30/09/93        6:20

KEYBRD2     .SYS               39.366           30/09/93        6:20

COUNTRY     .SYS               19.546           30/09/93        6:20

DISPLAY       .SYS               15.789           30/09/93        6:20

 

CONFIG.SYS ve AUTOEXEC.BAT dosyalarının yazımı bitince bilgisayarınızı kapatıp açınız. Bilgisayar Türkçe klavye ve ekranla açılacaktır. Yeri gelmişken bilgisayarın pratik olarak açılıp kapatılabilmesi için Ctrl+Alt+Delete tuş kombinasyonunun kullanılabileceğini de ifade edelim. Ya da bilgisayarın üzerinde RESET düğmesine basmakla da aynı işlemi yapabiliriz.

Verdiğimiz örnekte yüklenen ekran kod sayfası (code page) numarası 857’dir. WINDOWS’u kurarken aynı kod sayfasını seçmelisiniz.

MS-DOS’un klavye değiştirici programı, piyasadaki klavyelerin çoğuna iyi uyum sağlamaktadır. Elinizdeki klavyenin birkaç tuşu programla uyumsuzluk gösterirse, tuşları söküp yer değiştirebilirsiniz.

Türkçe klavyeyi geçici bir süre için iptal etmek isterseniz, “Ctrl+Alt+F1” tuşlarına basınız. Klavye orijinal haline dönecektir. Türkçe klavyeye geri dönmek için ise “Ctrl+Alt+F2” tuşlarına basmalısınız.

10. 2. Dosya listesi

Tüm bilgileriniz ve programlar, DOSYA (File) adını verdiğimiz bilgi topluluğu olarak diskete kaydedilir. Dosyalara tekrar erişebilmek için her dosyanın özel bir adı vardır. Bu isimler listesini ekranda görebilmek için DIR (Directory) komutunu kullanırız.

Örneğin ana dizindeki dosyaları görebilmek için “C:\>“komut iletisinde,

C:\>dir ¿

komutunu verdiğimizde karşımıza aşağıdaki dosya listesi gelecektir.

           

Volume in drive C is IL

            Volume Serial Number is IC39-9445

            Directoryof of C:\

           

            DOS               <DIR>             17/12/93        8:49p

            MS                  <DIR>             17/12/93        10:34p

            KIT                  <DIR>             17/12/93        12:39

            AUTOEXEC BAT                632     21/02/94        15:47

            .

            .

 

            Şimdi bu listede yer alan dosyayı alıp, elamanlarını tek tek inceleyelim.

AUTOEXEC        .BAT            197        05-14-93              4:14p

¯                ¯                ¯                ¯                        ¯

Dosya adı         Uzantısı         Uzunluğu     Tarih                Zaman

 

Sabit diske yüklenmiş MS-DOS dosyalarının sayısı bir ekrana sığmayacak kadar çoktur. Dosya listesini sayfa sayfa görebilmek için aşağıdaki komutu kullanırız.

C:\DOS>dir /p  ¿

 

Volume in drive C is IL

Volume Serial Number is IC39-9445

Directory of C:\DOS

 

.                                  <DIR>             22/02/94                    16:17

..                                 <DIR>             22/02/94                    16:17

TEMP                        <DIR>             22/02/94                    16:36

ANSI               .SYS               9.065  30/09/93                    6:20

            (bir ekran dolusu dosyayı veya dizini sıraladıktan sonra)

           

Press any key to continue

(herhangi bir tuşa basıldığında ekran yukarı doğru ilerler ve yeni bir ekran gelir)

 

(continuing C:\DOS)

.

.

.

WNTOOLS    .GRP              3.724              22/08/93        13:55

XCOOPY       .EXE              16.930           30/09/93        6:20

 

146 file(s)                  6.060.547 bytes

51.572.736 bytes free

Listeyi daha toplu olarak görmek için;

 

C:\DOS>dir  /w  ¿

 

Volume in drive C is IL

Volume Serial Number is IC39-9445

Directory of C:\DOS

 

[ . ]           [ .. ]          [TEMP]          ANSI.SYS       APPEND.EXE

ASING.COM      ATTRIB.EXE     BACKUP.EXE     CHKDSK.EXE     CHKSTATE.SYS

............   ............   ............   ............   ............

............   ............   ............   ............   ............

............   ............   ............   ............   ............

VFINTD.386     VGA.GRB        VGA.VID        VSAFE.COM      WNTOOLS.GRP

XCOPY.EXE

                        146 file(s)                  6.060.547 bytes

51.576.832 bytes free

            Beş dosya ismi aynı satırda, uzunluğu, tarih ve saati olmadan görüntülenir. Eğer çok fazla dosyanız varsa DIR /W /P komutunu da kullanabilirsiniz.

            Dosyaların hepsini görmek istemiyorsanız, joker karakterleri kullanarak seçilmiş dosyaların isimlerini ekrana getirebilirsiniz.

* işareti herhangi bir grup karakter yerine kullanılır.

? işareti ise herhangi bir karakter yerine kullanılır

            Şimdi bunları örnekleyelim:

C:\DOS>dir *.com  ¿

 

            Volume in drive C is IL

Volume Serial Number is IC39-9445

Directory of C:\DOS

 

ASING                       .COM             6.399              05/06/91                    12:00

CHOICE        .COM             1.754              10/03/93                    6:00

.

.

VSAFE                      .COM             62.576           10/03/93                    6:00

                        20 file(s)                      257.201 bytes

51.576.832 bytes free

Uzantıları sadece .COM olan dosyalar görüntülendi.

C:\DOS>dir dbl*.*  ¿

Volume in drive C is IL

Volume Serial Number is IC39-9445

Directory of C:\DOS

 

DBLSPACE  WIN                91       25/11/93        1:58

.

.

DBLWIN        HLP       8.597           10/03/93        6:00

                        8 file(s)                       355.871 bytes

   51.576.832 bytes free

İsimleri DBL harfleriyle ile başlayan bütün dosyalar görüntülendi.

10. 3. Dizin değiştirme

Dizin değiştirme için “CD” (CHDIR) komutu kullanılır.

Bir aşağı seviyedeki dizin veya alt dizine geçmek için:

C:\>cd dos     ¿

C:\DOS>_

veya

C:\>cd \dos  ¿

C:\DOS>_

Aynı seviyedeki dizin veya alt dizine geçmek için:

C:\DOS>cd \windows  ¿

C:\WINDOWS>_

 

WINDOWS dizinindeyken DOS dizininin altında bulunan UTILITY alt dizinine geçmek için,

 

C:\WINDOWS>cd \dos\utility  ¿

C:\DOS\UTILITY>_

 

Bir dizin veya alt dizinden çıkmak için:

C:\DOS>cd.. ¿

C:\>_

 

Herhangi bir dizin yada alt dizinde iken ana dizine dönmek için:

C:\DOS\UTILITY>cd..  ¿

C:\DOS>_

 

C:\DOS\>cd..  ¿

C:\>_

veya

C:\DOS\UTILITY>cd\  ¿

C:\>_

komutlarını kullanırız.

10. 4. Dizin yaratma

            Yeni bir dizin yaratmak için “MD” (MKDIR) komutu kullanılır.

            Bu komut kullanılırken bir dizin veya alt dizin içinde bulunuyorsa, yeni yaratılan dizin de bu dizin yada alt dizin içinde olacaktır.

C:\>dir *.  ¿

 

Volume in drive C is DOS6

Volume Serial Number is IAAD-5A5A

Directory of C:\

DOS                           <DIR>  03-10-93                  6:00a

WINDOWS                <DIR>   03-10-93                 6:00a

YENI                           <DIR>   05-15-93                 9:00a

10. 5. Dizin silme

            Bir dizini veya alt dizini silmek için “RD” (RMDIR) komutu kullanılır. Bu komut kullanılmadan önce dizin içinde bulunan dosya ve alt dizinlerin silinmiş olması gerekir. İçinde dosya bulunan dizinler silinemez.

C:\>rd yeni  ¿

komutu, “YENI” isimli dizini siler. Bir dizini içindeki dosya ve alt dizinlerle birlikte tek komutla silmek için “DELTREE” komutu kullanılır.

C:\>deltree yeni  ¿

Delete directory “c:\yeni” and all its subsdirectories? [yn]

(“yeni” dizini ve altındaki tüm alt dizinler silinecek mi? (evet hayır)

10. 6. Dizin ismi değiştirme

            Dizin ismini değiştirmek için “MOVE” komutu kullanılır.

C:\>move dos dos62  ¿

Bu komutla “DOS” dizinin adı “DOS62” olarak değişir.

Bir dizinin adını değiştirdiğinizde bunu etkilerini düşünmelisiniz. Yukarıdaki örnekten gidersek AUTOEXEC.BAT ve CONFIG.SYS dosyasına yazılmış olan “DOS” dizini ile ilgili komutlar geçersiz olacaktır. Bu durumda ya ilgili dosyalardaki “DOS” ları “DOS62” yapmak, ya da dizinin ismini değiştirmekten vazgeçmek gerekir.

MOVE komutunu, program dosyalarının bulunduğu dizinlerde uygulamak yerine, kendi özel dizinlerinizde uygulamanız daha uygun olur.

10. 7. Dizin ağacı ve dosyaları gösterme

Sabit diskteki dizinleri ve bu dizinlerin içinde bulunan alt dizinlerin listesini görmek ve bu listeyle birlikte dosya isimlerini görmek TREE komutu ile yapılır.

Sadece dizin isimleri görmek için:

C:\>tree  ¿

komutunu veriniz. Aşağıdakine benzer bir dizin ağacı görüntülenecektir.

 

Directory PATH listing for Volume DOS6

Volume Serial Number is IADD-5A5A

C:.

         DOS

                           UTILITY

 

            WINDOWS

 

            MS

            KIT

 

                            DOS6

                            DOS5

             CEM

Dizin (directory) içerisinde ve onun alt dizininde bulunan dosyaları da görmek istiyorsanız:

C:\<tree /f  ¿

komutunu veriniz.

10. 8. Dosya ismini değiştirme

            Kayıtlı dosyaların isimlerini REN (RENAME) komutu ile değiştiririz.

            Dizin veya alt dizin isimleri REN komutu ile değiştirilemez.

            Ayrıca COPY ve MOVE komutlarını kullanırken hedef dosyaya yeni isim verirsek dosya yeni bir isimle kaydedilir. Bu işlem için “dosya kopyalama” ve “dosya taşıma” konularına bakınız.

            REN komutunun kullanımını örnekleyelim:

C:\>ren AUTOEXEC.BAT auto.bat  ¿

            Program dosyalarının isimlerini rastgele değiştirmeyiniz. Çünkü o dosya orijinal adıyla başka bir program tarafından çağırılıp kullanılıyor olabilir. Böyle bir durum olduğunda bazı programların işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkabilir.

10. 9. Dosya kopyalama

            Hard disk içindeki dosyalarımızı belli bir düzene sokmak, diskete yedek almak veya yedekleme disketlerini sabit diske yüklemek için “COPY” ve “XCOPY” komutlarını sıkça kullanırız.

            “COPY” ve “XCOPY” komutları MS-DOS 6.2’de geliştirilmiştir. Eskiden hedef dizinde aynı isimle başka dosyalar varsa, sormadan bunların üzerine yazılıyordu. Hedef dizindeki dosya aynı isme sahip olsa bile içinde saklanması gerekli bilgiler olabilir. Bu durum sıklıkla bilgi kaybına neden olmaktadır. Şimdi MS-DOS üstüne yazmadan önce dosya adını ekranda görüntüleyerek sizden onay beklemektedir. Eski dosyanın değeri kalmamışsa üstüne kopyalama yapabilir veya vazgeçebilirsiniz.

            Az sayıda dosyanın yedeklenmesi için “COPY” ve “XCOPY” komutları çok pratiktir, fakat, dosya sayısı çoksa veya dosyaların uzunluğu fazlaysa, yedek alma işlemlerinde “MSBACKUP” komutu daha kullanışlıdır.

            Bu komutlar yanlış kullanıldığında bilgi kaybına neden olabilir. Bu nedenle komutun mantığını iyice anlamamız gerekir. Şimdi örnek bir komut yazalım ve bunu parçalara ayırıp inceleyelim.

C:\>copy a:\command.com c:\dos\command.com  ¿

 

Komut                                                           :COPY

Kopyalanacak dosyanın bulunduğu yer     :A: (A sürücüsündeki disket)

Kopyalanacak dosyanın adı                                   :COMMAND.COM

 

Dosyanın konulacağı yer                             :C:\DOS\ (DOS dizini)

Kopyalanan dosyanın yeni adı                               :COMMAND.COM

(Yeni bir isim yada aynı ismi verebiliriz).

 

            Yukarıda açıklamadan da anlaşılacağı gibi iki temel öğeyi doğru olarak belirlemek gerekir.

1.  Kaynak dosya(lar)nın adı ve bulunduğu yer.

2.  Dosyanın kopyalanacağı yerin (hedefin)adı.

            Bu komutları kullanırken joker karakterlerini (* ve ?) kullanarak, dosyaları toplu olarak bir yerden başka bir yere kopyalayabiliriz.

            Şimdi dosya kopyalamaya örnekler verelim:

C:\>xcopy a:\*.* c:\dos  ¿

 

            Reading source file(s)

            Overwrite C:\DOS\ANSI.SYS (Yes/No/All)?y

            Overwrite C:\DOS\APPEND.EXE (Yes/No/All)?y

            A:CHOICE.COM

            A:CHKSTATE.SYS

            ..............

            ..............

                                   26 file(s) copied

 

            Bu komutla A: sürücüsüne taktığımız disketin tüm içeriğini hard diskteki “DOS” dizinine kopyalarız. Eğer hedef dizinde aynı dosya ismine sahip başka dosya varsa MS-DOS 6.2, üstüne yazmadan önce sizi uyarır.

 

            Overwrite C:\DOS\ANSI.SYS (Yes/No/All)?

            Üstyazım C:\DOS\ANSI.SYS (Evet/ Hayır/Hepsi)

 

            Buradaki üç seçeneğin ilk harflerine basarak seçiminizi yapabilirsiniz. “Y” tuşuna basarsanız kopyalama işlemi gerçekleşir ve hedef dizindeki dosya silinmiş olur. “N” tuşu kopyalama işlemini iptal eder. “A” tuşu ise üste yazılacak olan dosyaların hepsini kopyalar.

C:\>copy c:\dos\*.com a:  ¿

 

C: \DOS\ASSIGN.COM

C: \DOS\CHOICE.COM

Overwrite C:\DOS\COMMAND.COM (Yes/No/All)?y

C:\DOS\CV.COM

C:\DOS\.........

                        19 File(s) copied

 

            Bu komutla da hard diskteki “DOS” dizininde bulunan .COM uzantılı dosyaları diskete kopyalarız. Tabii ki diskette aynı isimli dosya varsa MS-DOS üstüne yazmak için sizden onay isteyecektir.

            Üstüne yazılacak dosyalar için MS-DOS’un sizden onay istemesini istemiyorsanız komutun en sonuna “/Y”anahtarını ekleyiniz.

C:\>copy c:\dos\chkdsk.exe c:\msdos\kontrol.exe  ¿

 

C:\DOS\CHKDSK.EXE

                        1 File(s) copied

 

            Burada iki işlemi aynı anda gerçekleştirmiş olduk. “DOS”dizinindeki “CHKDSK.EXE” isimli dosyayı,”MSDOS” dizinine isim değiştirerek (KONTROL.EXE) kopyaladık.

            Aynı dizin içine (kaynak dizin aynı, hedef dizin aynı ise kopyalama yapmak mümkün değildir. Hedef dizin, kaynak dizinle aynı isme sahip olsa da, yeni bir dosya ismi verirsek kopyalama gerçekleşir.

C:\>copy c:\dos\chkdsk.exe c:\dos\kontrol.exe  ¿

 

C:\DOS\CHKDSK.EXE

                        1file(s) copied

            Verdiğimiz yeni isimle, aynı isme sahip bir başka dosya varsa, MS-DOS, üstüne yazmadan önce sizi uyaracaktır. Yeni isim vererek kopyalama işleminde joker karakterleri kullanılabilir. Fakat burada isim çakışması olacağı için hem hatalara neden olur hem de işlem yarıda kesilebilir.

10.10. Disket kopyalama

            Orijinal disketlerin tıpkı kopyasını almak için “DISKCOPY” komutunu kullanırız. Sadece bilgi aktarmak amaçlanıyorsa “XCOPY” veya “COPY” komutları da aynı işlemleri görür.

            DISKCOPY komutu ile harddiskten diskete veya disketten harddiske kopyalama yapılamaz, sadece disketten diskete kopyalama işlemi yapılır.

            MS-DOS 6.2’de DISKCOPY komutu geliştirilmiştir. Eskiden 1.44MB’lık bir disketin kopyasını almak için, hem kaynak disketi hem de hedef disketi üçer defa takıp çıkarmak zorundaydık. Şimdi DISKCOPY komutu kaynak disketi bir defa okuyup, hedef diskete bir defada yazmaktadır. Ayrıca birden fazla kopya çıkarmak istiyorsanız diğer kopyalar için tekrar okuma işlemi yapmadan, hafızadaki hazır bilgiyi doğrudan yazarak işlemi çabuklaştırmaktadır.

            Disket kopyalarken dikkat edilecek noktalar şunlardır:

·      İki tane disket sürücünüz varsa DISKCOPY her ikisini de aynı anda kullanabilir. Fakat, sürücülerin her ikisi de eşit boyda olması gerekir. Aksi halde sürücüleri tek tek kullanmalısınız.

·      Kaynak disket hangi boy ve yoğunluktaysa, hedef disket olarak ona eşdeğer bir disket kullanmalısınız. Yani 3.5 inç-720 KB’lık bir disketin kopyasını çıkarmak için, yine 3.5 inç-720 KB’lık boş disket hazırlayın.

Bilgisayarınızda iki eşit disket sürücü varsa, kaynak disketi “A:” sürücüsüne, boş disketi “B:” sürücüsüne yerleştirip aşağıdaki komutu veriniz:

C:\>diskcopy a: b:  ¿

            Bilgisayarınızda bir tane disket sürücü varsa veya sürücülerin genişlikleri eşit değilse komutu aşağıdaki gibi vermelisiniz. Şimdi adım adım uygulama yapalım. Kopyası çıkarılacak kaynak disketi sürücüye takınız ve komutu veriniz.

C:\>diskcopy a: a:  ¿

 

Copying 80 tracks, 18 sectors Per track, 2 side(s)

Insert SOURCE diskette in drive A:

Press any key to continue...

 

Bir tuşa basarak devam ediniz.

 

Reading from source diskette...

Insert TARGET diskette in drive A:

Press any key to continue...

 

            Kaynak disket okundu ve hafızaya alındı. Hafızanız yeterli değilse DISKCOPY işlemi bir defada gerçekleştirebilmek için hard diske bir takas dosyası açıp bilgileri kaydetti.

            Hazırladığınız boş disketi sürücüye takınız ve bir tuşa basarak devam ediniz.

            Disketiniz formatsızsa DISKCOPY önce formatlama işlemini yapacak, sonra aşağıdaki gibi devam edecektir.

 

Writing to target diskette...

Do you wish to write another duplicate of this disk (Y/N)?

 

            Kopyalama işlemi bitti. Eğer aynı disketin başka bir kopyasını daha istiyorsanız, sürücüye yeni boş disketi takıp “Y” tuşuna basınız. Kaynak disketin bilgileri henüz hafızada olduğu için hemen yazma işlemine geçilecektir. Bu yolla aynı disketten istediğiniz sayıda kopya çıkarabilirsiniz.

            Eğer “N” tuşuna basarsanız aşağıdaki mesaj gelecektir.

 

Volume Serial Number is 18CE-2D47

Copy another diskette (Y/N)?

 

            Başka bir disketin daha kopyalanmasını istiyorsanız, “Y” tuşuna basarak işlemin en başına dönebilirsiniz.

            “N” tuşu kopyalanma işlemini sonlandırır.

10. 11. Dosya taşıma

            Dosya taşıma işlemi “MOVE” komut ile yapılır. Dosya taşıma ile kopyalama arasındaki farkı iyi bilmek gerekir.

·      Dosya taşıma işleminde kaynak dosyalar silinir. Kopyalama işleminde silinmez. Bu nedenle MOVE komutu ile yedekleme ve çoğaltma işlemleri yapılamaz.

·      Dosya taşıma işlemi aynı disk üzerinde yapılıyorsa, kopyalama komutlarıyla kıyaslanamayacak kadar hızlı çalışır.

·      Aynı disk üzerinde dosya taşıma işlemi yapılırken, diskte boş alan bulunması gerekmez.

            “MOVE” komutu MS-DOS 6.2’de geliştirilmiştir. Eskiden hedef dizinde aynı isimli başka dosyalar varsa, sormadan bunların üzerine taşıma işlemleri yapılıyordu. Hedef dizindeki dosya aynı isme sahip olsa bile içinde saklanması gerekli bilgiler olabilir. Bu durum sıklıkla bilgi kaybına neden olmaktadır. Şimdi MS-DOS taşımadan önce dosya adını ekranda görüntüleyerek sizden onay beklemektedir. Eski dosyanın değeri kalmamışsa üstüne taşıyabilir veya vazgeçebilirsiniz.

MOVE komutunu kullanma şekli COPY komutuna çok benzer.

C:\>move c:\command.com c:\dos\command.com  ¿

 

Komut                                                :MOVE

Taşınacak dosyanın bulunduğu yer            :C:\ (Ana dizin)

Taşınacak dosyanın adı                   :COMMAND.COM

 

Dosyanın taşınacağı yer                  :C:\DOS\ (DOS dizini)

Taşınacak dosyanın yeni adı                      :COMMAND.COM

(Yeni bir isim yada aynı ismi verebiliriz).

Yukarıdaki açıklamadan de anlaşılacağı gibi iki temel öğeyi doğru olarak belirlemek gerekir.

1.     Kaynak dosya(lar)nın adı ve bulunduğu yer

2.     Dosyanın taşınacağı yerin (hedefin) adı

C:\>move c:\dos\readme.txt c:\readme.txt  ¿

c:\readme.txt Þ c:readme.txt [ok]

           

Bu komutla DOS dizinindeki README.TXT dosyası ana dizine taşınır.

Eğer hedef dizinde aynı dosya ismine sahip başka dosya varsa, MS-DOS 6.2, üstüne yazmadan önce sizi uyarır.

 

Overwrite c:\readme txt. (Yes/No/All)?

 

Buradaki üç seçeneğin ilk harflerine basarak seçiminizi yapabilirsiniz. “Y” tuşuna basarsanız taşıma işlemi gerçekleşir ve hedef dizindeki dosya silinmiş olur. “N” tuşu taşıma işlemini iptal eder. “A” tuşu ise üste taşınacak olan dosyaların hepsini taşır.

Joker karakterleri kullanılabilir. Bir dizindeki tüm dosyaları taşımak istiyorsanız “*.*” işaretleri kullanılmak yerine, dizin adı değiştirmeyi tercih ediniz. Bir dizinin hepsini taşımak ile dizin adı değiştirmek arasında fark yoktur, zaten ikisi de MOVE komutu ile yapılmaktadır.

Dizin adı değiştirme ile dosya taşıma işlemleri MOVE komutu ile yapılmasına karşın, her iki işlemde komutun kullanma biçimleri farklıdır. Bu nedenle dosya taşır gibi dizin taşımaya çalışırsanız, işlem yürümeyecek hata mesajı gelecektir. MOVE komutu gizli (hidden) dosyaları taşımaz. Bunları taşımak için önce niteliklerini değiştirmelisiniz.

MOVE komutu aynı zamanda “REN” komutu gibi kullanılarak dosya ismi değiştirme işlemi de yapar.

C:\DOS>move readme.txt beni oku.txt  ¿

c:\dos\readme.txtÞ c:\dos\beni oku.txt [ok]

10.12. Dosya silme

Disk ya da disketteki güncelliğini yitirmiş dosyaları yada yeni bir düzenleme yapmak için başka bir yere kopyalanmış dosyaları silmek gerekir. Dosyalar “DEL” (ERASE) veya “DELTREE” komutu ile silinir.

Dosya silme işlemi yanlış yapıldığında en çok bilgi kaybına neden olan işlemdir. Eğer bilgisayar kullanmaya yeni başlanmışsanız “UNDELETE” komutu ile kurtarma girişimlerinizde başarısız olabilir. Bu nedenle bu komutları dikkatli kullanınız. Yanlışlığa neden olmamak için dikkat edilecek en önemli nokta, silinecek dosyanın bulunduğu yerin adresini doğru vermektir. İkinci önemli nokta ise joker karakterlerini doğru kullanmaktır. Mümkünse joker karakterlerini kullanmamak gerekir.

Bunları örneklerle açıklayalım:

C:\DOS\>del c:\dos\dosshell.ini  ¿

 

Komut                                    :DEL

Dosya Adresi                                   :C:\DOS\ (Dosyanın bulunduğu disk ve dizin adı)

Dosya adı                              :DOSSHELL.INI (silinecek dosya adı)

 

Dosyanın tüm adını verdik ve bir dosya sildik. İşlemi bu şekilde yapmamız en emniyetli yoldur. Aşağıda verilen örnekleri MS-DOS’u iyice öğrenmeden kullanmayınız.

C:\>del c:\dos\*.bas  ¿

komutu DOS dizinindeki .BAS uzantılı dosyaları siler.

C:\>del c:\dos\*.*  ¿

Bu komut “DOS” dizininde bulunan tüm MS-DOS setini siler.

C:\>del *.*  ¿

Bu komut hard diskin ana dizininde bulunan tüm dosyaları siler. Böyle bir komutu hiçbir zaman (özel durumlar hariç) kullanmamalısınız. Çünkü ana dizindeki COMMAND.COM dosyası da silinecek ve bilgisayar tekrar açılamayacaktır. Bu yanlışlık yapıldığında makinayı açabilmek için MS-DOS disketinden COMMAND.COM dosyasını tekrar hard diske kopyalamak gerekir.

DELTREE komutu asıl olarak bir dizin ağacını tümden silmek için kullanılır. Komut aynı zaman da dosya silme işlemi de yapar. Hem de DEL komutuyla silinemeyen gizli ve silinemez nitelikteki dosyaları da siler. Dolayısıyla yanlış kullanılırsa DELTREE komutu DEL komutuna göre daha fazla hasar verir.

Önlem olarak DELTREE komutu silme işlemini yapmadan önce, silinecek dosya adını ekrana getirir ve sizden onay ister.

C:\DOS>deltree c:\dos\readme.txt  ¿

Delete file “readme.txt”? [yn]

“Y” tuşu silme işlemini gerçekleştirir. “N” tuşu ise iptal eder.

DELTREE en güzel bir disketi temizlemek için kullanılır. Çünkü diskette görmediğimiz gizli dosyalar ve silinemez dosyalar bulunabilir. DELTREE bunları bulur, ekrana getirir ve istersek siler.

C:\deltree a:\*.*  ¿

 

Delete file “a:\io.sys”? [yn]

Delete file “a:\msdos.sys”? [yn]

Delete file “a:\command.com”? [yn]

Silmek için örnek verdiğimiz disket,bir açılış disketi yani sistem disketidir. Buradaki dosyaların ilk ikisi gizli dosya, sonuncusu ise silenemez dosyadır.

10. 13. Silinmiş dosyaları kurtarma

Del komutuyla silinen dosyalar UNDELETE komutuyla geri çağrılabilir.

MS-DOS 6.2’da üç aşamalı bir koruma sistemiyle yanlışlıkla silinen dosyaların kurtarılması amaçlanır. Bu kurtarma metotlarından ikisini kullanabilmek için önceden bazı ayarlamaların yapılması zorunludur.

Buradaki örnekler önceden kurulması gereken iki moddan hiçbirinin kurulmadığı kabul edilerek verilmiştir. Bu durumda MS-DOS standart, MS-DOS 5’de de bulunan kurtarma yöntemini kullanacaktır. Bu yöntemin kullanılabilmesi için dosya silindikten sonra diske herhangi bir yazma veya kopyalama işlemi yapılmamış olmalıdır.

Diskimizde var olan DOSSHELL.INI isimli dosyayı DEL komutu ile silelim ve hemen kurtarma işlemine geçelim:

C:\undelete  ¿

 

UNDELETE - A delete protection facility

Copyright © 1987-1993 Central Point Software, Inc.

All right reserved.

 

Directory: C:\DOS

File specifications: DOSSHELL.INI

 

Delete Sentry control file not found.

Deletion-tracking file not found.

(Bu iki metodun kullanılabilmesi önceden ayarlamayı gerektirir.)

 

MS-DOS directory contains 2 deleted files.

Of those, 1 files may be recovered.

 

Using the MS-DOS directory method.

 

            ?OSSHELL.INI     16420    5-12-93  12:00p  ...A  Undelete (Y/N)?y

            Please type the first character for ?OSSHELL.INI: d

 

File successfully undeleted.

10. 14. Disket formatlama

            Yeni satın alınan bir disketin kullanılabilmesi için formatlanması yani biçimlenmesi gerekir. Formatlama; disk ya da disketin içinde bulunan tüm kapasiteyi kullanılabilir hale getirir. Boş bir sayfa açılması ve yazı yazılabilir hale getirilmesine benzer bir olaydır. Önceden formatlanmış disk ya da disketler de formatlanabilir, bu durumda bütün dosyaları silinir.

            Formatlama sırasında dikkat edilecek en önemli nokta, disketin format tipine veya kapasitesine uygun format anahtarlarının verilmesidir. Ancak yeni versiyon DOS komutlarında ve disket sürücülerinde, disketlerin tipini algılayan ve kendi kendine karar vererek formatlamayı gerçekleştiren düzenlemeler bulunmaktadır. Hatta disket üreticileri artık formatlanmış disket olarak satışa sunmaktadırlar.

            Formatlama komutunun anahtarı /f dir. Bu anahtarın sonuna :360, :720, :1440 veya :2880 gibi rakamlar yazarak disketin kapasitesini belirtmek yeterlidir.

            Örnek olarak 3.5 inçlik 720 KB’lık HD disketi formatlamak için;

C:\>format a: /f:1440  ¿

komutunu kullanırız.

 

Insert new diskette for drive A:

(yeni disketi A: sürücüsüne yerleştiriniz.)

and press ENTER when ready ...

(hazır olunca enter’a basınız.)

Checking existing disk format

Saving UNFORMAT information

Verifying 720K

            0 percent of disk formatted

            1 percent of disk formatted

            2 percent of disk formatted

            ...............

            ...............

100 percent of disk formatted

 

Format completed               (Formatlama tamamlandı)

 

Volume label (11 characters, ENTER  for none)? TEST DISK

(Vermek istediğiniz ismi yazınız ve ENTER’a basınız.)

 

730112 bytes total disk space

730112 bytes  avaılable on disk

 

  1024 bytes ın eahc allocation unit

   713 allocation units available on disk

 

Volume serial nummer is 1E5B-1OE3

 

Format another (Y/N)?N                  (başka formatlama? evet/hayır)

10. 15. Formatlanmış disketi kurtarma

Format komutuyla silinmiş bir disketteki dosyaları unformat komutuyla kurtarabiliriz. Ancak /U anahtarı kullanılarak tam formatlama yapılan disketler kurtarılamazlar. Daha önceden mirror komutuyla disket bilgileri mirror dosyasına kaydedilmişse kurtarma işlemi tam olarak gerçekleşir. Eğer mirror dosyası yoksa disketteki bilgilerin tamamı kurtarılamayabilir.

Her iki durum için komutun kullanımına örnek verelim:

C:\>unformat a:  ¿

Mirror dosyası kullanmadan

C:\>unformat a: /u  ¿

10. 16. Tarih değiştirme

Tarih değiştirmek için “DATE” komutunu kullanırız. Tarih yazma formatı MS-DOS kurulurken seçilen ülkenin formatına göre gelecektir. Ülke seçimi COUNTRY komutu ile yapılır Bu komutun nasıl verileceği “Türkçe ekran ve Klavye” konusunda örneklenmişti.

Örnek olarak; Amerikan tarih formatı “mm/dd/yy” yani “AY/GÜN/YIL” , Türkiye tarih formatı ise”dd/mm/yy” yani “GÜN /AY/YIL” şeklindedir. Yeni tarihi yazarken buna dikkat edilmelidir. Bilgisayarda şu an geçerli olan tarihi görmek ve değiştirmek için;

C:\>date  ¿

 

Current date is Wed 23/02/1994               Şimdiki tarih   23/02/1994

Enter new date (dd-mm-yy):_                     Yeni tarihi girin (gün/ay/yıl)

 

Gün,ay ve yılı belirten rakamların arasına “-” veya “/” işareti koymak zorundasınız.

10. 17. Saat değiştirme

Saati değiştirmek için “TIME” komutunu kullanırız. Bilgisayardaki saati ayarlamak için aşağıdaki işlemler yapılır:

C:\>time   ¿

 

Current time is 13:05:56.92                       Şimdiki saat  13:05:56.92

Enter new time:_                                          Yeni saati girin (saat:dak:san:sal)

 

Sırasıyla saat, dakika, saniye, saliseyi (saniye ve saliseyi yazılmayabilir) yazınız. Verilen örnek, ülke seti olarak Türkiye seçilmiş bilgisayarlar içindir. Saati 24 saatlik sisteme göre yazmalısınız. Yani öğleden sonra “1” için “13” yazmalısınız. Zamanı belirten rakamların arasına “:” işareti koymak zorundasınız. Enter tuşuna basarak yeni saat ayarınız bilgisayara kaydedebilirsiniz.

İNTERNET

İnternet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır.

İnternet, insanların her geçen gün gittikçe artan “üretilen bilgiyi saklama /paylaşma ve ona kolayca ulaşma” istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedirler. İnternet’i bu haliyle bir bilgi denizine, ya da büyükçe bir kütüphaneye benzetebiliriz.

İnternet, önümüzdeki yıllarda üretilecek bilgilerin dolaşım sistemidir. Ticari boyutunun da orya çıkmasıyla yaşamla daha çok iç içe geçmeye başlamıştır. İnternet farklı bir ortam, farklı bir uzay. Kendi, yazılımı olmayan, kuralları olan; kendi toplumu olan bambaşka bir uzay. Klasik yaşama biçimlerini, değer yargılarını değiştiren,; hayatımıza yeni kavramlar, yeni uğraşlar getiren bir şey. Hayatımı etkiliyor. Hem de çok fazla bir biçimde. Önümüzdeki yıllarda İnternet olgusu her yönüyle bizimle olacak ve hayatımızda onunla ilgili pek çok şey yapıyor olacağız (Ağ üzerinde alış-verişler, uçak/tren rezervasyonları, günlük gazetelere erişim, bilimsel dergileri okumak gibi).

İnternet’e erişim nasıl olur?

Pek çok internet kullanıcısı, internet’e, çalıştıkları kurum yada bulundukları üniversiteler üzerinden erişirler. Evden olan bağlantılar da, Internet bağlantısı olan bir eğitim kurumu, ticari kuruluş ya da, ticari olarak Internet hizmeti veren kuruluşlar üzerinden olur.

Internet adreslerinde görülen kısaltmalar ne anlama gelir?

Internet’e bağlı kuruluşlar değişik gruplara ayrılabilir ve bir kuruluşun domain adresi, o kuruluşun hangi gruba dahilse ilgili kısaltmayı bazı istisnalar dışında mutlaka içerir. Ayrıca, ülkelerin iki harfli tanıtım kodları da (Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada çıkışlı adreslerin çoğu ve geniş bir kitleye servis sunan bazı bilimler dışında) adresin sonuna eklenir. Internet adresi, eğer özel amaçlı bir serviste (ftp, gopher, www gibi) aitse, genellikle, bu durum adresin başında kullanılan bir kısaltmayla verilir. Aşağıdaki liste, adreslerde kullanılan bazı kısaltmaları ve ne anlama geldiklerini göstermektedir:

gov     : Hükümet kuruluşları

edu     : Eğitim kurumları (üniversiteler gibi)

org     : Ticari olmayan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar

com    : Ticari kuruluşlar

mil      : Askeri kuruluşlar

net      : Servis sunucuları (Internet Servis sağlayıcıları gibi)

ac       : Akademik kuruluşlar (bazı ülkelerde edu yerine kullanılmaktadır)

int       : Uluslar arsı organizasyonlar, kuruluşlar

ftp       : FTP Arşiv sitesi (ön ek)

www  : World Wide web Sitesi (bazen web de kullanılır)

Bazı ülke kısaltmaları:

tr: Türkiye,                 jp: Japonya,              uk: İngiltere,              it: İtalya,

ch: İsviçre,                ca: Kanada,              ru: Rusya,                 id: Endonezya,

nl: Hollanda,             de: Almanya,                        fr: Fransa,                 il: İsrail,

no: Norveç,               se: İsveç,                   fi: Finlandiya,                        gr: Yunanistan,

hr: Hırvatistan,          yu: Yugoslavya,        br: Brezilya,              bg: Bulgaristan ,


 

 



                                          




 

 

 

Copyright © RoCk-StaR