Geyik Mizah Komedi Şamata

                         
                                                 
                                                                                       Soldiers of الله United Satans of America
   
                         wWw.DuRSuNZaMaN.Tr.Cx

   
www.dursunzaman.tr.cx
SAGLIK
BILGISAYAR
DONANIM
YAZILIM
OYUN
PROGRAM
www.dursunzaman.tr.cx
Nasıl Daha İyi Bir Türkiye
Yasam
İlginç Haberler


www.dursunzaman.tr.cx
YUH ARTIK
SÜPER Bİ SEY
HAYRET Bİ SEY
KOMİK
KORKUNC
ARSİVLİK
İNTERNET
HABER
GEREKSİZ
RESİM
EGLENCELİK
MÜZİK
TEKNOLOJİ
İLGİNCH LİNKLER
SEYİRLİK OLAYLAR
SÜPER VİDEOLAR







¦¦¦ ¦¦¦ www.dursunzaman.tr.cx ¦¦¦ ¦¦¦

 

www.dursunzaman.tr.cx
Yerli Klip İzle
Yabancı Klip İzle
Faydalı Linkler
Şiirler

Burcunu Oku 
Günlük Burç

 

MENÜ
Son Haberler Son Gelişmeler İçin Tıklayınız
Ufak bir Şakaya Hayır Demezsiniz Umarım:)
Otomatik Yıkama Yağlama Servisi :)
GooGle İ BeN YaPSaYDıM :)
SAKIN TIKLAMA
HATASIZ SAYFA OLMAZ HATASI :)
AŞKLI MEŞKLİ OLAYLAR

LÜTFEN YENİLİKLERİ ANA SAYFADAN KONTROL EDİNİZ...!
 


=:>TIKLA<:=

 

    TEKNOLOJİ

 

http://www.medya24.com/haber/bilgisayarinternet4.jpg

TEKNOLOJİK HABERLER

 

Yakın gelecekte trafikteki yolcular TV programlarını kaçırmadan izleyebilecek.

Olay Nedir: Teknoloji
Yakın gelecekte trafikteki yolcular TV programlarını kaçırmadan izleyebilecek. Giyilebilir ağ teknolojileri mobil TV ile birleştikçe, gözlük benzeri ekranlar hayatımıza girecek.



 

Dünyada 3. nesil sistemlerin yaygınlaşmasıyla birlikte gündeme gelen ve ülkemizde de operatörler tarafından hizmete konan mobil TV uygulamaları gittikçe önem kazanıyor. Uzmanlar, televizyon ve mobil uygulama alanlarının birbirinden bağımsız gidebileceği gibi, iki tarafın birleşmesiyle farklı açılımların da ortaya konacağına dikkat çekiyor. Uygulamaların hizmet kalitesi ve çeşitliliği ise herkes tarafından önemseniyor.

DVB-H TEKNOLOJİSİ

Nokia 15 Haziran 2004’te canlı görüntü veren mobil telefon TV uygulamasını duyurdu. DVB-H (Digital Video Broadcasting - Handhelds) teknolojisine dayalı Mobil telefon cihazının, medya sektörü, operatörler ve mobil telefon üreticileri için yeni iş olanakları sunduğu geniş kitleler tarafından fark edilmeye başlandı.

DVB-H, TV benzeri içerik ve verinin güç tüketimi, ekran boyutu ve taşınabilirlik gibi önceliklere sahip mobil telefonlar gibi cihazlarda yayınına olanak sağlayan DVB Organization tarafından bu tür cihazlara özel olarak tasarlanmış bir standart.

2004’te Singapur’da düzenlenen “Nokia Connection Konferansı”nda MediaCorp Technologies, M1 ve Media Development Authority of Singapore işbirliği ile DVB-H şebeke sistemi üzerinden canlı mobil TV yayın yeniliği tanıtıldı. Konferansta canlı WCDMA şebeke sağlayıcısı olarak hizmet veren ve Singapur mobil operatörü MobileOne (M1), sayısal mobil telefon TV yayın standardı olarak DVB-H’ye destek veriyor.

Mobil TV, tamamen mobil olan dünyamızda insanların haberlere, eğlenceye ve bilgi servislerine anında bağlanma isteğini yerine getirebilir. Asya’da DVB-H üzerinden yapılan ilk canlı yayın ve Avrupa’da devam eden denemeler geleneksel TV haber yayınlarının nasıl çoklu ortam ve çevrimiçi servislere geçebileceği konusunda dünya çapında büyüyen merakı ortaya koyuyor.

Mobil TV yayınları, cep telefonları için geliştirildiğinden, DVB-H standardını kullanıyor ve televizyon programları, etkileşimli servisler ve çevrimiçi içerikleri kapsayan farklı sayısal içeriklerin yayınını destekliyor. DVB Organization tarafından geliştirilen DVB-H standardı, geleneksel televizyon yayın standartları ile cep telefonlarının taşınabilirlik, küçük ekran ve anten, iç mekân kapsama ve batarya gücü gibi özelliklerini biraraya getiriyor.

MDA yetkilileri, “Singapur’u dijital TV yayınının bir sonraki evresine taşıyan DVB-H’i kullanarak mobil telefon TV’nin gelişimini destekliyoruz. Bu çalışma içerik geliştirme konusunda yeni iş olanakları ortaya çıkarıyor ve yerel medya sanayini geliştirme yönündeki planımıza tam olarak uyuyor.” diyor.

MediaCorp Technologies firması, sayısal karasal TV altyapısı yoluyla “canlı” Channel NewsAsia içeriğini sunuyor. Channel NewsAsia, mobil telefon TV için geliştirilmiş bir program biçimi olarak sunulan ilk örnek. Haberler gelişme anında mobil telefon TV kullanıcısıyla bağlantıya geçilerek sunuluyor. DVB-H aynı zamanda karşılıklı etkileşim ve zengin çoklu ortam gibi içerik formlarını geliştirecek fırsatlar da sunuyor.

DVB-H MEVZUATI GEREKLİ

Nokia Türkiye Genel Müdürü Alessandro Fiorentino 7 Kasım 2005’te düzenlenen bir toplantıda, cep telefonlarından televizyon yayınlarının izlenmesini sağlayan DVB-H sisteminin Türkiye’de ruhsatlandırılmış, mevzuata bağlanmış bir hizmet olmadığını, bu nedenle hizmetin verilmesinin zaman alabileceğini söyledi.

Alessandro Fiorentino, Türkiye’de kameralı cep telefonları satışlarının katlandığının gözlemlendiğini, bu doğrultuda çoklu ortam ürünlerin piyasada daha çabuk kabul edildiğini dile getirdi. Fiorentino, mobil TV’nin Türkiye’de kullanımına ilişkin bir soru üzerine şu yanıtı verdi: “Mobil TV için ruhsatların çıkarılması gerekli. DVB-H Türkiye’de ruhsatlandırılmış, mevzuata bağlanmış bir hizmet değil. Bu gibi ortaklıkların zaman alacağını düşünüyorum. Bazı hizmetlerin başlatılması zaman alabilir.”

MOBİL TV PLATFORMU

Mobil iletişim alanında önde gelen Nokia, Motorola, Nec, Siemens ve Sony Ericsson’un işbirliğiyle kurulan Mobil TV platformu sayesinde, cep telefonundan yüksek kalitede sayısal TV yayını izlenebilecek. Yeni teknolojiler sayesinde radyo ve sayısal televizyonların, içeriğe bir takım yeni mobil teknolojiler ekleyerek kullanıcıların karşısına çıkabilecek.

Mobil TV platformunu destekleyen telefonlarda 50’ye yakın TV kanalının yayını kolaylıkla izlenebiliyor. Kullanıcı evde, sokakta, arabada, açık veya kapalı alanda cep telefonunun içinde yer alan anten sayesinde yayınlara yüksek kaliteli olarak ulaşabiliyor. Internet üzerinden yapılan yayın sırasında sayısal yayın teknolojisi kullanıldığından cep telefonu kullanıcısı, bilgilendirme, anket, yarışma ve alışveriş gibi içerik uygulamalarından da yararlanabiliyor.

DVB-H, DMB, MEDİAFLO: HANGİ TEKNOLOJİ?

Araştırma şirketi Juniper tarafından Eylül 2005’te yapılan Mobil TV araştırmasında iki ana alana odaklanılmış: varolan mobil ağlarda kullanıcılara iletilen akan (stream) içerik ile DVB-H (Digital Video Broadcasting - Handhelds), DMB (Digital Media Broadcasting) ve MediaFLO gibi teknolojiler kullanılarak ayrı bir ağ üstünde yapılan mobil içerik yayınları. Raporda ilk alan için 2005-2010 arasında, dünyanın beş ana bölgesindeki (Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Asya-Pasifik ve diğer yerler) abone ve gelir artışı tahminleri sunuluyor. Raporda ikinci alan için, önümüzdeki 10 yılda mobil TV hizmetlerine başlayacak 21 ülkedeki abone ve gelir artışları teknolojik standartlar temelinde sunuluyor.

Akan medya (stream) biçimindeki televizyon hizmetleri uzun süredir uygulamadaysa da, sadece geçtiğimiz yıl içinde bu biçimde yayına odaklanmış şirketler tarafından canlı kanallar müşterilere paketler halinde sunulmaya başlandı. Bununla beraber, gelişmekte olan bu hizmetlerin Fransa ve Almanya’daki başlangıçları, operatörler, uygulama/içerik sağlayıcılar ve tedarikçi şirketler için mühim bir gelir kaynağı olabileceği fikrini veriyor. Mobil yayın hizmetleri alanında çoğunlukla Avrupa ve Amerika’da bir takım denemeler halen sürüyor. Güney Kore’li TU Media şirketi tarafından sunulan S-DMB (Satellite Digital Multimedia Broadcasting) paketi, iki ay içinde 100 bin kullanıcı toplamış.

MOBİL TV HİZMET ÇEŞİTLERİ

Operatörler ve yayın şirketleri arasında ticari mobil televizyon hizmetlerinin nasıl başlaması gerektiği konusuna büyük bir ilgi var. İki yöntem üstünde tartışılıyor: Akan medya (stream) ve normal yayın (broadcast).

Akan medya hizmetleri, varolan mobil ağları (2.5G, 2.75G veya 3G) kullanıyor. Veriler mobil cihaza indirilen bir uygulamayla veya Vodafone MobilTV hizmetindeki gibi doğrudan portal üstünden aktarılıyor. Bununla birlikte, akan medya yöntemiyle mobil TV hizmetleri yaygınlaşırsa, bunun varolan spektrumun hızla tükenmesine sebep olacağı yönünde kaygılar var.

Normal yayın yönteminde mobil yayıncılık için bir dizi farklı standart geliştirilmiş durumda. Bunlar arasında DVB-H, DMB, ISDB-T (Integrated Services Digital Broadcasting - Terrestrial) ve MediaFLO yer alıyor. Bu hizmetler için ayrı spektrum tahsis edilmesi gerekiyor. Bazı standartlar için bu durum ihtiyaç duyulan bant genişliği oluşana kadar beklemek anlamına geliyor. Bu standartlar için söz konusu olan bant genişliği sıkışıklığı varolan analog televizyon yayınlarından kaynaklanıyor. Hâlihazırda sadece Güney Kore bu şekilde bir hizmete başladı. Ama uzmanlar önümüzdeki 10 yıl içinde 20 ülkede daha bu hizmetlerin sunulmaya başlanacağına inanıyor.

MOBİL TV PAZARI

Akan televizyon hizmetleri kısa vadede daha yaygın olacak gibi görünüyorlar. Ancak DMB, DVB-H ve MediaFLO gibi teknolojiler tarafından geride bırakılacak. Bununla birlikte, kısa orta ve uzun vade terimleri pazardan pazara farklılık gösterir. ABD’de, Juniper tahminlerine göre 2009 yılına kadar akan medya teknolojisi üstünlüğünü sürdürecek. O zamana kadar birçok gelişmekte olan pazarda 3G lisansları verilmiş olursa, 2.5G/3G ağları üstünden akan medyayı kullanmak gelecek 10-15 yılın mobil TV modeli olabilir.

AKAN TV HİZMETLERİ

Akan televizyon hizmetlerinin karşılaştırmalı olarak daha pahalı bir katma değerli hizmet olarak kalacağı için bu hizmetten faydalanan kullanıcı seviyesi genel olarak müzik indiren kullanıcıların seviyesine erişemeyecek. Aslında güney Amerika ve Afrika gibi bölgelerde, yüzde 1 oranında kalacağı tahmin ediliyor. Kuzey Amerika’da, 2008 sonrasında DVB-H ve MediaFLO’nun yaygınlaşmasıyla birlikte kullanıcı seviyesinde bir artış bekleniyor. Ancak Kanada ve Meksika’da DVB-H’nin o zamana kadar pazara sunulması beklenmiyor.

Kullanıcı başı yıllık gelir (ARPU) bakımından mobil TV, müzik ve oyunlarla ilgili içerik hizmetlerinden elde edilen rakamlardan bir miktar daha yüksek sonuç verecek. Taşıyıcı firmalar için bir avantaj da, akan TV yayınlarının 3G spektrumundan aktarılmasıyla, ayrı bir yayın ağı kurulması masrafına gerek kalmaması.

BROADCAST TV HİZMETLERİ

Hâlihazırda broadcast mobil TV hizmetleri sadece Güney Kore’de başlatıldı. Ancak, başka yerde aynı hizmetlerin sunulabilmesi için birçok sıkıntının aşılması gerekiyor. Spektrum ayrılmalı ve lisanslanmalı (bazı durumlarda varolan yayıncılardan kiralanmalı), ağlar kurulmalı, cihazlar denenmeli, katma değer zinciri kurulmalı, hizmet çeşitleri oluşturulup fiyatlandırılmalı… Ancak bunlar tamamlandıktan sonra bir mobil TV hizmeti başlayabilir. Aynı zamanda hangi teknolojinin kullanılacağı sorunu da var: DVB-H? DMB/DAB? MediaFLO? Aynı anda birden fazla teknoloji?

2010 sonunda, broadcast mobil TV hizmetlerinin en azından 21 ülkede sunulacağı bekleniyor. 2012 yılına kadar Çin gibi ülkelerde de hizmetler hazır olacak.

Uyumluluk ve kullanıcı rağbeti açısından Güney Kore ve Japonya gibi hizmetleri erken başlatan ülkelerin önde yer alması bekleniyor. Almanya’da 2006 Dünya Kupası öncesinde DMB hizmetlerinin denemelerinin başlaması bekleniyor. DVB-H alternatifinin sunulmasıyla her iki teknolojiyle de farklı hizmetler sunulabilecek.

MOBİL TV’DE GENEL DURUM

Mobil TV henüz emekliyor olsa da, hem araştırma hem de ilk denemelerin sonuçları, orta vadede belirgin gelir elde edilme potansiyelini gösteriyor. Juniper tarafından mobil TV hizmetlerinde genel pazarın 2005 yılındaki 136 milyon dolardan, 2010’da 7,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ancak, DVB-H, DMB ve MediaFLO ile ilgili teknolojik sıkıntıların (spektrum haricinde) mobil TV’nin gelişimini önümüzdeki 10 yılda yavaşlatması bekleniyor. Her durumda bu teknolojilerden elde edilen gelir, 2012 yılında 3G üstünden sunulan TV hizmetlerinin üstünde olacak.

Bu durum broadcast TV hizmetleri ile tüm mobil TV hizmetlerinin değişen oranı düşünüldüğünde açıkça ortaya çıkıyor. 2005’te bu oran TU Media şirketinin çalışmaları sayesinde yüzde 18 civarındaydı. 2007 yılında, bu rakamın yüzde 34’e; 2010’daysa, yüzde 50’ye çıkması bekleniyor.

Neredeyse her yerden erişilebilir olması sebebiyle, DVB-H’nin adım adım en popüler broadcast TV standardı haline geleceği düşünülebilir. 10 milyon aboneye 2010 yılında ulaşılabilir. Ancak, Japon pazarına bakıldığında 2010’da gelir seviyesi konusunda, ISDB-T’nin DVB-H’den daha iyi durumda olması bekleniyor. DVB-H gelirleri ISDB-T gelirlerini 2012 yılından önce aşamaz gibi görünüyor.

İÇERİKLER VE MODELLER

İletişimde esnekliğin artışıyla, izleyicilerin iki konuya odaklandığı görülüyor: Porno ve kumar. Bunlar en önemli iki içerik alanı. Teknolojiler gelişiyor ve filtrelerden geçemeyecek içerikler tüketiciye ulaşıyor. TV yayınları şirketlerce filtrelenebiliyor. Ama mobil TV nasıl filtrelenecek? Bu içeriğin sonuçlarını şimdiden hesaplamak gerekiyor. Sorumluluk teknoloji sağlayanlarda olacak.

Mobil içerik kullanıcıları küçük ama müreffeh bir kitle olacak. Tüketim kalıplarıyla tüm dünyada kültür aşireti oluşturacaklar. İçerik şirketleri, operatörler ve cihaz üreticileri bu aşirete hizmet verecek. İş planı olarak geleneksel TV yayıncılığında reklâmlı parasız, reklâmsız paralı izleme yöntemleri kullanılıyor. Mobil TV’de sanal reklâmcılık da uygulanabilir. Bu sayede kullanıcı ölçümlemede avantaj elde edilebilir.

Orhan Pamuk Rus gerçeğini Dostoyevski’nin Cinler romanından öğrendiğini söylüyor. Ama artık kimse roman okuyarak bazı şeyleri öğrenmeyi tercih etmiyor. İnsanlar 1 dakika 30 saniyelik televizyon haberleriyle Türkiye gerçeğini öğrenmeyi tercih ediyor. Mobil teknoloji firmalarıysa bunu SMS’te 160 karakterle sınırlıyor.

Uzmanlara göre yayıncılar ve telekom firmaları birleşecek. Spektrumu paylaşmanın yolu birleşmelerden geçiyor. Sorun, geride büyük telekom firmalarının mı, büyük yayın firmalarının mı kalacağı. Anındalık, konum ve para kazandırma özellikli uygulamalar ve içerikler mobil TV’ye rağbeti artıracak. Telif hakları için yapılan kanuni düzenlemelerse bir diğer konu. Düzenlemeler değil mobil TV, basılı yayıncılık için bile yetersiz durumda.

SORULARLA MOBİL TV

Mobil TV hizmetleri için hala çok erken. Uzmanlar akılcı iş modelleri oluşturmaya çalışıyor. Ancak birçok operatör konuyu ilgiyle takip ediyor. Uzmanlar, ana ilginin DVB-H veya DMB gibi teknolojilerle mobil yayıncılıkta odaklandığını söylüyor.

SORU: Mobil TV ile ilgili şimdiye kadar gözle görülür bir başarı elde edildi mi?

CEVAP: ABD’li operatör Sprint PCS, MobiTV adındaki mobil TV hizmeti için oldukça düzgün bir gelir akışı gerçekleştirdi. Idetic firması tarafından sunulan hizmet TV kanallarını mobil ağ üstünden yayınlamayı içeriyor. Kalite ile ilgili meselelere rağmen, Ekim 2004 itibariyle 170 bin abone, bu hizmet için ayda 10 dolar veriyorlar. Sprint o zamandan beri başka bir TV hizmeti daha sunmaya başladı. Mobil cihazlar için yapılmış ve mobil cihazlar için yayına hazırlanmış mobil TV içeriklerinden oluşan hizmetle, doğrudan TV yayınları yerine kısa klipler sunuluyor. Sprint’in hizmetleri ayrı bir ağ yerine, varolan hizmetlerin sunulduğu normal ağ üstünde çalışıyor.

SORU: DVB-H ve DMB ile ilgili son gelişmeler ne yönde?

CEVAP: Güney Kore ve Japonya uydu yayınları ile gerçekleştirilen mobil broadcast hizmetlerini başlattılar. Nokia, DVB-H teknolojisinin en ateşli savunucusu. DVB-H teknolojisi çalışıyorsa da iş modeli ile ilgili meseleler tartışmaya açık. Ayrı bir ağ büyük bir yatırım gerektiriyor. Yatırımın geri dönüşü için operatörler DVB-H cihazlarının büyük oranda yaygınlaşmasına ihtiyaç duyuyor. Müşterilerin mobil broadcast kanallarına ilgilerinin çekilebilmesi için, aynı zamanda medya şirketlerinin de ortama uygun iyi içerikler üretme konusunda motive edilmesi gerekiyor. 3G üstünde, operatörler sıklıkla içerik üreticilere mobil ortama uygun içerik için para ödemek zorunda kalıyorlardı. Bunda medya şirketlerinin kâr paylaşımı üstünden daha fazla kazanmasını sağlayacak uygun özellikli cihazların yaygınlaşmamasının rolü büyüktü. Bu durumda büyük oranda yatırım ve DVB-H’nin gelecekteki başarısına güvenmeyi gerektiriyor.

Operatörler DVB-H ağlarının kurulmasına potansiyel olarak bakan tek grup değil. Medya şirketleri, kablo veya uydu operatörleri de bu işe girişebilirler. Ancak, medya oyuncuları DVB-H yatırımı için tek bir sebep gösteriyorlar: mobil kullanıcılara operatör üstünden değil, doğrudan ulaşabilmek. Bu senaryo ise mobil operatörlerin olmasını isteyeceği bir durum değil.

Güney Kore’de, bir medya şirketleri ve mobil operatörler konsorsiyumu mobil yayın hizmetlerini yürütüyor. Bu diğer pazarlar için de en iyi yöntem olabilir. Her durumda, potansiyel mobil yayıncılık hizmet zincirinde yer alan tüm oyuncular, yatırımlarının geri dönüş potansiyelini görmek zorunda. Şu anda, zincirdeki çoğu halka, bu dönüşü sağlayıp sağlayamayacağını merak ediyor ve emin olamıyor. Hepsinin ötesinde, çoğu pazarda çözülmesi gereken mobil TV yayın spektrumu ile ilgili meseleler var.

SORU: Şimdiye kadarki mobil video performansı, potansiyel mobil TV başarısına ilişkin ipucu veriyor mu?

CEVAP: Mobil TV’nin başarısı müşterilerin davranışlarında telefonu iletişim cihazı yerine medya tüketme cihazı olarak görmek biçiminde temel bir değişiklik gerektirdiği için mobil video hizmetlerinin sonuçları mobil TV yayıncılığı için gerçekte bir pazar olup olmadığını göstermekte yardımcı olabilir. Göstergeler büyük oranda cesaret verici. Bununla beraber temel istatistiksel verileri elde etmek için henüz erken.

Uzmanlara göre, sürekli hale getirilen, markalaştırılan ve normal TV içeriğiyle ilişkilendirilen içerikler başarılı oluyor.

Güney Kore’de, normal TV içeriği mobil için yapılandan daha başarılı. İngiltere’de, yetenek yarışması X-factor konulu video kaynakları ile ilgili prodüksiyon şirketi, en popüler kliplerin mobil cihazlara uyarlananlar olduğunu söylüyor. Operatör Orange, “realite show”larına yönelik ilgiden bahsediyor. ‘I’m a Celebrity Get Me Out of Here!’ adlı program İngiltere’de beklenenden daha başarılı. Vodafone ve Twentieth Century Fox, ‘Mobisodes’ adı verilen bölümler halinde “24: Conspiracy” adlı dizi film uyarlamasını sunuyorlar.

NTVMSNBC


Teknoloji, casusluğu değiştiriyor

Olay Nedir: Teknoloji

 

Teknoloji, casusluğu değiştiriyor
 
Elektronik gözetim teknolojileri istihbarat servislerinin bilgiye erişim tekniklerini yeniden tanımlıyor.

 
 

WASHINGTON - Yemen’de 2002 yılının Kasım ayında bir ABD casus uydusu, ıssız bir yolda ilerleyen otomobilin ön koltuğundan gerçekleştirilen bir cep telefonu konuşmasını tespit etti. Telefon numarası Ulusal Güvenlik Ajansı’nda (NSA) bulunan bir bilgisayarı tetikledi...

Konuşan kişinin sesi bilinen hiç bir teröristin sesine uymuyordu. Ancak daha sonra aracın arka koltuğunda oturan başka birinin sesi duyuldu. NSA bilgisayaraları hızlı bir şekilde bu sesin USS Cole’a karşı iki sene önce gerçekleştirilen saldırının sorumlusu olan Ebu Ali el-Hariti’ye ait olduğunu saptadı. CIA, insansız bir avcı uçağa gerekli talimatı göndererek bir füze saldırısı düzenledi. Arabadaki herkes öldürüldü.

“The Puzzle Palace: A Report on NSA, America’s Most Secret Agency (Bulmaca Sarayı: Amerika’nın En Gizli Servisi) isimli kitabın yazarı James Bamford bu durumu şu sözlerle açıklıyor: “Issız bir çölün ıssız bir bölgesinde bir otomobilin arka kolduğunda seyahat eden birinin sesini NSA’da bir masada oturan birinin duyarak nasıl harekete geçebildiği teknolojinin vardığı noktayı gayet güzel açıklıyor”

BUSH’TAN DESTEK
Aslında NSA’nın casusluk faaliyetleri telefon dinlemekten ya da e -postaları okumaktan çok öteye gidiyor. ABD Başkanı Bush’un geçen pazartesi yaptığı basın toplantısında “İnsanlar telefon numaralarını ve cihazlarını değiştiriyor ve hızlı hareket ediyor. Bu insanları tespit edebilmeli ve önleyebilmeliyiz” sözleriyle açıkladığı gibi NSA oldukça zor bir işin sorumluluğunu üzerinde taşıyor.

İSTİRAHAT HALİNDE İSTİHBARAT
50 yıldan fazla süre önce ABD, Sovyetlerin iletişimini dinleyebilmek için Berlin Duvarı’nın altına bir tünel açmışlardı. O günden bu yana benzer şekilde haber alma yöntemlerine “hareket halinde istihbarat” terimi kullanılıyor. Bamford’a göre bugün ise “istirahat halinde istihbarat” dönemi yaşanıyor. Yani istihbarat veri tabanlarında yatıyor.

NSA’nın eski çalışanları İnternetin istihbaratta kullanım alanlarını beş ana başlık altında topluyorlar:

* İnsanların bilgisayarlarına virüs yerleştirmek
* Dizüstü bilgisayarların içeriğini indirmek
* Klavyeleri izleyerek mesajları şifrelenmeden önce ele geçirmek
* Cep telefolnarı sayesinde şüphelilerin yerini belirlemek ve izlemek
* Uzaydaki uyduları, yerdeki dev çanak antenleri ve deniz altına yerleştirilmiş elektronik cihazları kullanarak dünya üzerinde gerçekleşen her tür iletişimi takip etmek.

Elektronik casusluğun kahraman yeni dünyasında NSA bilgisayarları her gün milyarlarca parça bilgi kırıntısı topluyor. Problem ise elektronik samanlıkta elektronik iğneyi aramak. Bu hala eski tarz analiz yönetmlerini yani insan gücünü gerektiriyor.
 



Herkese Messenger Arkadaşı Üstelik Herşeyi Biliyor..

Olay Nedir: Teknoloji

Aklımıza gelen hemen her şeyde Google'da sorgu yapmak, daha sıcak bir ifadeyle 'Google'a sormak'tan sonra şimdi de MSN Messenger'a sorular sorma dönemindeyiz. Microsoft'un www.conversagent.com ile anlaşarak elektronik ansiklopedi Encarta'yı MSN Messenger'la ilişkilendirmesi sonucu, ansiklopedideki maddeler, İngilizce sorular yönelttiğimiz zaman karşımıza geliyor.

24 SAAT 'YEŞİL'

Bunun için önelikle, encarta@conversagent.com adresini MSN Messenger'daki arkadaş listemize eklememiz gerekiyor. Eklediğinizde göreceksiniz ki, 24 saat uyumayan, her daim 'yeşil olan', 'Encarta Instant Answers' adıyla listenizde gözüken, sadık bir arkadaş kendisi.

Yapay zekânın geldiği noktaya güzel bir örnek olan bu robota İstanbul'un nüfusunu sorduğumuzda (What is the population of Istanbul?) bize '9,451,000 people live in Istanbul, Turkey.' şeklinde cevap veriyor. 'İstanbul nerede?' diye sorarsanız, hemen bir uygulamaya sizi davet edecek ve harita üzerinde İstanbul'un yerini gösterecektir. İstanbul'un tarihi ve kültürel mekânları, tarihçesi gibi birçok bilgiye bu uygulama ile ulaşabiliyorsunuz. Soruları çeşitlendirmek ve yeni bilgiler keşfetmek sizin elinizde!

 



            




 

Copyright © RoCk-StaR